Sayın okuyucular, siyasetle ilgilenen, memleket haberlerine gözlerini kapamayan, kulaklarını tıkamayanların bildikleri gibi AKP iktidarı döneminde yap-işlet –devret yöntemi ile yapılan şehir hastanelerini yapan konsorsiyumlara HASTA GARANTİSİ verilmiş. Bu ne demek; Yılda şu kadar HASTA GELECEK, gelmezse farkı devlet yani sonuçta millet ödeyecekmiş. İşin zarfı yani dış görünüşü bu. Şimdi işin mazrufuna yani zarfın içindekine(aslına) bakalım;
HASTA GARANTİSİ deyince işte burada biraz duralım; Hastaların birey olarak(sayı olarak) kaç kişi olduğu önemli değil, ona uygulanacak tıbbi uygulamalar yolu ile bıraktırılacağı para önemli. Yurda kaç turistin geldiği değil kaç turistin ne kadar döviz bıraktığı önemli dersek konu –sanıyorum- daha iyi anlaşılabilecektir.Konuyu biraz daha somutlaştıralım; Örneğin bir hasta gelir, Dr. muayene eder, tanısını koyar,reçetesini verir gönderir. Bu hasta için sadece muayene ve reçete ücreti tahakkuk ettirilecektir. Bir başka hasta gelir, doktor -sayın milletvekilinin tespiti gibi- gerekli –gereksiz kan tetkiki ister,tomografi ister,akciğer filmi ister,idrar tetkiki ister,ültrason ister,MR ister ve sonuçta yapılan masraf 30-40 hastanın muayene ücretinden daha fazla döviz! bıraktırılabilir. Bu ücretler de yüklenicinin alacağından mahsup edilir(düşülür). İşte burada karşımıza hasta sayısı yani kemiyet(hasta adedi) değil yapılan tetkikler, yani keyfiyet(yapılan işin nasıl ve ne türlü olduğu) öne çıkar. Onun için HASTA GARANTİSİ diyerek kendimizi kandırmayalım.Konu hasta garantisi değil para garantisidir.Ah Napolyon ah,para para dedin bak iş nerelere kadar geldi.
Acizane ben bu yanlışı bir başka yazımda dile getirmiştim. Nihayet Bolu’da yerel bir gazetede yayınlandığı için sansasyonel bir ses getirdiğini sanmıyorum ama AKP Giresun milletvekili sayın Cemal Öztürk gündeme getirince sansasyonel bir değer kazandı. Sayın Cemal Öztürk , “hastaneye gidiyorum, efendim gelmişken bir check-up yapalım, MR çekelim, tahlil yapalım diyorlar, istemiyorum diyorum, parasını siz ödemeyeceksiniz TBMM ödeyecek diyorlar, illa hastalık icat edecekler” diyor. Yani sayın Cemal Öztürk dahi AKP nin değil MİLLETİN VEKİLİ olarak uygulamalardan müşteki.
Sayın Cemal Öztürk’ün bu çıkışı daha doğrusu tespiti benim bu konuda ikinci bir yazı yazmama vesile oldu. Nasıl mı, Şöyle; Sayın milletvekilinin bu tespitleri sadece şehir hastanelerinde mi? Diğer devlet hastaneleri ile özel hastanelerde farklı mı hayır,”al birini vur ötekine”.
Şimdi alalım birini vuralım ötekine;
Sayın okuyucular,bilmem hatırlayabilecek misiniz-tabi okudunuz ise-üç yıl kadar önce rahmetli eşimin rahatsızlığı nedeni ile muayene ve gerekirse tedavi ettirmek amacı ile İzzet Baysal Bolu Devlet Hastanesi’ne gittiğimizde karşılaştığımız- yönetimsel değil devletin sağlık politikasından kaynaklanan- bazı olumsuzlukları Bolu Gündem ve Bolununsesi gazetelerinde yayınlanan “ bir günlük muayene macerası” başlıklı yazımda gündeme getirmiştim. Not/ Bu yazım sayesinde, gerek uzmanlık alanı olan dahiliye doktorluğuna , gerekse idareciliğine ve daha da ötesi insani davranışlarına hayran kaldığım - o zaman baştabip,şimdi ise sağlık müdürü olan- sayın Yrd.Doç.Dr.Muhammet Demirkol ile tanışma fırsatım olmuştu. Eşimin tedavisi süresince gösterdiği ilgi ve alaka nedeniyle kendisini evladımız gibi görmüştük. Eşimin hayır dualarını da almıştı.
Olur ya her şey bizler için,bu kez de ben rahatsızlandım. Şikayetim şu; Önce grip oldum, sonra özellikle gündüzleri nöbet nöbet gelen terleme.(Derdini saklayan derman bulamaz derler ya işte ben de derdimi saklamadan siz sayın okuyucularımla paylaşmayı uygun buldum. Esasen görünen köy kılavuz istemez misali yaş 83.Yani arabanın modeli eski, dökülüyor).Tabi yine aynı prosedür.Doğru İzzet Baysal Devlet Hastanesi’ne(sonuç ve cevap, bulgular normal, sonra özel hastaneye(aynı cevap)daha sonra Tıp Fakültesi Uygulama ve Araştırma hastanesine.( aynı cevap). Ancak hepsinin de ortak özelliği, kan istediler,idrar istediler,akciğer filmi istediler,ültrason istediler,tomografi istediler. Sayısını unuttum bu arada hepsine asgari dörder tüp olmak üzere toplam 20-25 tüp kan verdim. Hoca (Prof) yine kan tetkiki isteyince “hocam ben şimdiye kadar sayısını unuttum,20-25 tüp kan verdim, bende kan kalmadı bir tek can kaldı dediğimde cevaben(bu vesile ile tanıştığımız için) bana “avukat bey burası araştırma hastanesi, senin şikayetinin altta yatan nedenini yakalamak için araştırma yapıyoruz” dediler ve bu tetkiklerden de bir sonuç alamadıkları için olacak ki -sanıyorum bu kez de yine araştırma amaçlı- karaciğerinden biyopsi yapalım dediler.(Zaten bir bu kalmıştı). Ha işte orada biraz durakladım -araştırma amacı ile karaciğer delik deşik edilir mi diye düşündüğümden -onu yaptırmam dedim. Öyle ise hem dişlerine baktır ve hem de BATIN KISMININ yani karaciğer,dalak,safra kesesi, böbrekler,prostat ve pankreasın bulunduğu bölgenin “MR” ı (buna emar diyorlar) çekilsin dediler( ha bir de bu kalmıştı).Geldim İzzet Baysal Devlet Hastanesi Köroğlu Ünitesi’ne, MR’ı da çektirdim; Aynı cevap “bir şeyin yok”.Bu kez de hocanın önerisi üzerine dişçiye gittim, Dr. Dişlerin filmi çekilsin dedi,çekildi. Diş için birkaç kez gittiğimden tanışıyoruz,Av.Bey iltihabi bir durum görülüyor,bunlar bu halleri ile devamlı enfeksiyon üretirler,şimdi ilaçla tedavi etsek bile tedavi bitince yine kusarlar dedi. Ben de kendisine,”Dr bey şimdi tedaviyi deneyelim, eğer şikayetim azalırsa yakınmamın sorumlusu dişler, çekelim gitsin,eğer şikayetim geçmiyorsa o zaman anlaşılır ki sorumlu dişler değil,birkaç dişim var onları da heba etmeyelim” dedim.Makul gördü,reçeteyi verdi,ilaçları kullandım,değişen bir şey yok.Dişleri kurtardık.Bu arada Mersin’de olan oğlum geldi,Dr. ile görüşerek hocam“ babamın nesi var,ona söylemek istemediğiniz bir durum varsa ben öğrenmek istiyorum” dediğinde “hoca, öyle bir durum olsa en kötü hastalıklarda dahi bir tedavi söz konusu olduğundan tedaviye başlarız,babanın takıntısı var,stresli, hastalık hastası olmuş gibi görülüyor, takmasın kafasını biraz da boş versin bakalım” demiş. Dr.un bu tavsiyesi üzerine ben de “boş verdim” yolumu değiştirdim, hastaneye değil kahvehaneye gidiyorum. Vallaha ne yalan söyleyeyim, bu reçete iyimi geldi ne.
Sayın okuyucular buldum buldum(kendini Arşimet mi sandın be adam) Stresimin nedenini buldum.Tedavisi için yazdığım reçeteyi uyguluyorum; TVların haber bültenlerini takip etmediğim gibi mümkün olduğunca da uzak duruyorum.Neden mi?Muhalif haberleri izliyorum,eyvah bu memleketin hali ne olacak diye uykularım kaçıyordu,havuz medyasının haberlerini izliyorum yahu(affedersiniz) iktidar bu kadar da mı pöh pöhlenir, muhalefete bu kadar mı iftiralar atılır diye asabım bozuluyordu.Yani iki derede bir arada KALIYORDUM, şimdi “herkesle gelen düğün bayramdır” diyorum. Çok şükür rahatım.
Sayın okuyucular, şimdi gelelim sadede(asıl anlatılmak istenilene)ben bu can sıkıcı yazıyı neden yazdım,bir- iki cümle ile izaha çalışayım;
AKP milletvekili sayın Cemal Öztürk’ün belirttiği ve benim de tanık olduğum gibi (yukarıda izaha çalışmıştım)artık hastanelerde eskisi gibi klasik muayeneler yok;Kan ver, idrar ver,film ,temografi ,ültrason, MR çekilsin vs vs gibi uygulamalar var, yani DR-Hasta arasına teknoloji ve para girmiş.Hoşça kalın. İLHAMİ CANDEMİR
Yorum yazarak Bolu Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Bolu Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.