15.07.2005
Ayrılıkçı terör örgütü PKK’nın, yıllardır dayattığı istekler, bugün AB yönetimi tarafından Türkiye Cunhuriyeti’nin önüne konmaktadır. Kısaca, AB üyeliği demek, bölücülüğü kendi elimizle kabul etmek demektir. Türkiye Cumhuriyeti’nin parçalanmasını göze alarak "İlle de AB’ye tam üyelik" isteğini sürdürürseniz, önünüze konacak şartlar ortada: AB Bölgeler Komite Genel Kurulu’nda "Yerel ve Bölgesel özerklik" ifadesine yer verilmiştir. Bu ifade, sıradan bir kavram değildir.
Eşzamanlı dayatma ve isteklere bakınız. AB Yönetimi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden açıkça, "Kürdistan" olarak söz ediyor. Kürt kökenli Türk vatandaşlarını, azınlık olarak görüyor. Bölgesel özerklik derken de Güneydoğu’nun özerkliğini istiyor!
Bu dayatmalar, Türkiye Cumhuriyeti’nin iç işlerine müdahaledir! Hiçbir bağımsız devlet, iç işlerine müdahale edenlerle, masaya oturamaz. Bu dayatmaların nesini görüşeceksiniz? Devletinizi yıkmayı, vatanınızı bölmeyi, milletinizi ayırmayı amaçlayan AB ile hangi üyeliği tartışacaksınız?
AB bu dayatmaları gündeme getirirken, Zanagiller’de kapı kapı dolaşarak, PKK’nın terör listesinden çıkarılmasını istemektedirler. Terör örgütünü, AB terör listesinden çıkarmaya çalışan eski mahkum Leyla Zana, bir yandan Nobel Barış (!) Ödülü’ne aday gösterilmeye çalışılıyor! Doğrusu yakışır. Avrupalı müttefiklerimize yakışan tavır, Orhan Pamuk, Leyla Zana ve Türkiye Cumhuriyeti’nin birlik ve bütünlüğüne karşı, aykırı duruş sergileyenleri ödüllendirmektedir!
Geçelim. Ama Türkiye Cumhuriyeti’nin yirmi bir yıldır muhatap olduğu, ayrılıkçı PKK terör eylemlerinin amacı, Türk Cumhuriyeti topraklarını parçalamak ve ayrı bir devlet kurmaktır! Şimdi AB yetkililerinin Türkiye Cumhuriyeti vatanının bir bölgesini azınlık vatandaş tanımıyla açıklaması, bölücülük değil mi?
Bal gibi bölücülük! Türkiye Cumhuriyeti’nin vatanı, milleti ve devletiyle bölünmez bütünlüğüne saldırır! AB’nin böyle bir hakkı var mı?
Yok! Ama siz ısrarla, AB kapısı önünde nöbet tutarsanız, adamlar herşeyi dayatırlar. Nitekim dayatıyorlar da!..
Avrupa Birliği, yıllardır inatla sürdürdüğü "Böl, parçala, yönet" siyasetinden, asla vazgeçmiyor.
Özbeöz Türk olan Alevi vatandaşlarımızı bile, azınlık gibi göstermeye çalışıyor. Ne yazık ki, konuyu siyasi istismar meselesi yaparak, Alevi vatandaşlarımızın sırtından, siyaset yapmak isteyen sorumsuz kişiler de buna alet oluyorlar.
Çözüm? Bir tek çözüm var: Türkiye’de derhal AB üyelik görüşmelerinden vazgeçmelidir. Bu şartlarda, AB üyeliği ülkenin bölünmesine göz yummak demektir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin, üniter yapısının bozulması demektir. Türk Bayrağı’nın, Türkçe’nin ve Türk vatanının, tekliğinin ortadan kalkması demektir!
Kim buna razı olur, kim göz yumar? Hele Türk milliyetçileri asla izin vermez!
Yorum yazarak Bolu Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Bolu Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.