Yıl 1997 mi ne!
Kenan Gürbüz Anadolu Ajansında göreve yeni adım atmış devamsız öğrencilerimden biri…
O gülerde, Uluslar arası Kamuoyunda yer bulan projem İnanç Turizmi konusunda Bolu TSO da bir basın toplantısı düzenleme karar verdim…
Bültenleri dağıtıp, konuşmamı yaptım ve gelecek günlerde ne tepkiler olacak beklemeye başladım…
Aradan birkaç ay geçti ki Turizm Bakanlığından bir daire başkanı aradı…
Ve olaylar başladı.
***
Daire başkanıyla çok uzun konuşamadık…
Anlattığına göre Dışişleri Bakanlığından üst düzey yönetici onları aramış…
“Hocam İnanç Turizmi konulu bir basın toplantısı yapmışsınız, bültenden bize de gönderebilir misiniz” dedi kısaca…
Ve sonrasında öğrendiğim şekliyle…
Öğrencim Kenan Gürbüz basın bültenini biraz ilgi çekici hale getirmiş ve 2000li yıllarda HIRİSTİYAN-MÜSLÜMAN savaşı çıkabileceğini söylemişim gibi bir haber geçmiş Ajansta.
Bu haberi Anadolu Ajansından REUTERS Ajansı almış, oradan da bir Arap ajansı…
Suudi Arabistan-Riyad’da bu haber yayınlanmış…
Gazetelerde benim resmim, konuşmalarım, uyarılarım ve AİBÜ akademisyeni olmam dikkat çekmiş…
Riyad Büyükelçimiz bakanlığına sormuş “ne oluyor” diye…
Dışişleri de Turizm Bakanlığından bilgi isteyince…
Fikir babası ve proje sahibi olarak beni bulmuşlar...
***
Sonraki yıllarda…
Ankara merkezli düşünebileceğiz tepe noktalarda…
Cumhurbaşkanlığı Çankaya köşkünde Devlet Denetleme Kurulunda…
Dışişleri Bakanlığının kriptolu üst katlarında…
Birçok Üniversite, resmi özel kurum ve kuruluşlarda…
Kapalı kapılar ardında, açık toplantılarda…
Fikir babası olup proje çalışması yaptığım İnanç Turizmi konularında çokça konferans ve brifingler verdim.
Akademik kadromun olduğu Yüksekokul ve Üniversite bünyesinde taşlı okey konusunda uzman olan hemen tüm arkadaşlarım beni gezmede ve lay lay lom dünyasında zannetti.
Oysa Vatan Millet ve Egemenlik konularında Devletin korunması kollanması ve geliştirilmesi faaliyetleri çalışmalarımızın temeli oldu.
Okeyci arkadaşlarımıza bizde her zaman tebessümle baktık.
Yolumuza devam ettik.
***
Öğrendik ki devletimiz denetlemediği insana güvenmez…
Yıllar süren denetlemeleri önceleri fark etmedik…
Fark ettiğimizde ürktük ilk anda…
Sonra da dedik ki :
“Bizim boynumuz kıldan ince, elimizi taşın atına koyanlardanız, niye ürkelim, alnımız dik ve temiz, soyumuz Türkoğlu Avşar Türk’ü, zekamız da fazlasıyla yerinde”
Yolumuza Bizans ortamının her koşulda bayrağı diken Ulubatlı Hasan’ı gibi devam ettik.
Neslihanlar, Cananlar, Yaşarlar, Hamdiyeler, Selimler, Adiller, Nesrinler çevremizdeydiler DMO li kurşun kalemleriyle ve de kayıt özelliği gelişmiş Alcatel telefonlarıyla…
Onlar bizi en iyi bilenler olarak kurumsal anlamda görünmeyen tarihe geçtiler.
***
Nereden nereye geldim.
Duydum ki Kenan’da emekli olup Muğla’ya yerleşmiş…
Basılı fotoğraf kitaplarını, sergilerini özlediğimizi söylemek de istedim Kenan kardeşime…
Selamlar sevgiler olsun Kenan Gürbüz kardeşim…
Yorum yazarak Bolu Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Bolu Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.