Koronavirüsün ülkemizdeki yükselişinin engellenememesinin üzerine alınan kararlar gereği ilk, orta ve yükseköğretim derecesinde eğitimlerin uzaktan/online olarak verilmesi uygun görüldü. Tabi başlangıç olarak güzel bir sistemdi. Çünkü biraz da geçici olduğu düşünülüyordu. Ancak ne yazık ki uyamadığımız kurallar sebebiyle etkisini kaybetmeyen koronavirüs dolayısıyla uzaktan eğitim modeli de uygulanmaya devam ediyor. Kimisi böyle uzaktan uzaktan çok güzel dese de kimisi yüz yüze yapılsa güzel olur kanısında. Tabi ilerleyen zamanda virüs etkisini kaybeder mi, normalleşme hızla devam eder mi bilmek şu aşamada çok zor. Ama sevgili İzzet Baysal Üniversitemiz yönetimi bu konuda geleceği görmüş gibi olacak ki “Yükseköğretim Kurumu(YÖK) izin verirse Yaz Okulunu uzaktan yapacağız” diyor. Öte yandan geçtiğimiz hafta YÖK tarafından gerçekleştirilen Değerlendirme Toplantısı sonrası üniversitelere bir yazı gönderilmiş. Yazıda dönem derslerinin yüzde 40 oranında uzaktan eğitimle yapılabileceği belirtilmiş. Bunun uygulaması nasıl olacak merak konusu. Öyle ki 10 dersin 4’ü uzaktan olsa da 6’sını nasıl bir yöntemle verecekler? Veya dönem başlangıcı mı ötelenecek? Tabi gereken detayların ilerleyen zaman diliminde belirleneceğini ümit ediyorum.
Koronavirüsle başlayan online eğitim modelini geliştirme çabası bir yandan takdire şayan olsa da öte yandan kaliteli eğitim konusunda yaşanan tartışmalara bir de uzaktan eğitimi devreye sokarak dahil olmanın etkisini 5-10 yıl içerisinde daha iyi anlayacağız. Sanal ortamın genç nesli ne denli kötü bir bataklığa sürüklediğinden dem vuran yönetimlerin eğitimde dijitalleşmenin “çok yararlı olduğunu” söyleyecek duruma gelmesi ikilemde bırakıyor. “Batının iyi yanlarını alacaksın” değerlendirmesi gibi biz de sanal ortamın yararlı olduğu düşünülen yanlarını mı alacağız?
Uzaktan eğitim modeli öğretimin her derecesinde mi uygulanmalı yoksa sadece stratejik alanlarda mı devreye sokulmalı bunları ince eleyip sık dokumalıyız. Üniversitemize geri dönecek olursak, uzaktan eğitimin verilmeye devam etmesi ve/veya bu eğitim modelinin kalıcılaştırılması haliyle artık binalara ihtiyacı da azaltacak. Buna bağlı olarak geçmiş dönemde “gelişmenin adı” olarak konulan bina yapmanın artık anlamsız hale geleceği ortada.
Son olarak ise dikkat çekmeyen bir durumu da belirtmekte fayda var. Uzaktan eğitim nedeniyle bazı durumlarda evlerimiz ve iş yerlerimiz gibi özel diyebileceğimiz alanları sanal ortama açmaktayız. Yani evimiz artık okuduğumuz yere dönüşebiliyor. Okuldan sonra gelip dinlendiğimiz, stres attığımız, rahatladığımız, tüm yorgunluğumuzu atabildiğimiz evimiz bir anda yorulduğumuz alana dönüşüyor. Ortamların ayrışmaması ve bu şekilde bir uygulama ile bütünleştirilmesi bizi bir süre sonra robotik, duygudan yoksun bir birey haline getirebilir vaziyet alabilir. Dikkat etmek ve iyi düşünmemiz gerek. Selametle…
Yorum yazarak Bolu Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Bolu Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.