Uzun zamandır Boluspor ile ilgili yazı yazmamıştım. Bunun sebebi takımın bu sene iyi gidişinden kaynaklı değildir. Ben geçtiğimiz yıllarda da Bolusporumuzu ilgiyle takip eden bir taraftarım.
Her zaman söylediğim maddi gücünü yüksek oranda halkından alan, işadamlarının sevdalı yardımlarıyla ayakta durabilen bir küçük şehir takımıdır Boluspor. Eklemeden edemeyeceğim, Öyküsü Büyüktür ama Boluspor’un. Yaklaşık 20 yıldır Bolu’dayım ve her yıl kombinemi alır maçlara giderim. Bolu halkının yediden yetmişe bir sevdasıdır Boluspor. İnşallah bu sevda yakın gelecekte de şampiyonluk ve Süper Lige çıkmak ile taçlanacaktır.
Bu yıl, o yıl mı?
Her sene lig başlangıcında Yarenler’in umududur: BU SENE, O SENE!
Şu ana kadar gidişattan memnun olmayan sayısı çok azdır. Bunlar ya doğuştan muhalefet ruhu ile yaşayanlardır; ya da gerçekten futboldan anlayıp teknik analiz yapabilen ve bizlerin görmediği bir tehlikeyi görebilenlerdir. Benim burada dikkat çekmek istediğim başka bir konu var: DIŞ GÜÇLER!
Evet, futbolun emeğinin içinde olmayan dış güçler. Ama futbolda maalesef dengeleri değiştirebilecek bir güce sahip dış güçler. Hatırlayalım, yakın zamanda da Sayın Savaş Abak Başkan döneminde de bunları yaşamıştık biz. Takım ne zaman harekete geçse kritik bir maçta kritik kararlar veren hakemler atanıyor ve kırılma noktalarında hüsrana uğruyoruz.
Bu yıl da Göztepe maçını hatırlayalım. Maçın sunucusu galiba Levent Özçelik’ti. Zannedersiniz ki, Göztepe taraftarı maçı sunuyor. “Göztepe’yi bu sefer güçlü bir rakip bekliyor.” “Rakip atağa kalktı.” vs. vs.
Artık şunu bilmeliyiz, işimiz çok zor. Lobiler, siyaset, televizyon bizim işimizi zorlaştıracak unsurlardır. Düşünsenize 130 bin nüfuslu bir şehirde kaç tane digitürk abonesi yapabilirsiniz; yaklaşık 3milyon nüfuslu bir şehirde kaç tane digitürk abonesi yapabilirsiniz? (Adamlar haklı!) demeyin sakın. Biz haklıyız, Boluspor haklı, Bolu halkı. Bizim lobilerimiz yok; bizim Ankara’da Boluspor lehine işleri kıvıracak Siyasetçilerimiz yok; bizim büyükşehirler gibi kabarık nüfusumuz da yok. Ama bizim sahaya çıkıp topunu oynayıp hakemlere, taraflı spikerlere rağmen maç kazanan takımımız var, taraftarımız var, yönetimimiz var… diyebildiğimiz zaman şampiyonluk gelir. Yok penaltı değildi, yok ofsaytı vermedi, yok siyasi baskı vardı… İşte anlatmak istediğim bu. Bu olumsuzluk var ve galibiyetlerimiz geldikçe her geçen gün biraz daha artacak bu olumsuz baskı. Bizim burada sığınacağımız liman yine Boluspor; yine Boluspor Yönetimi; yine Boluspor taraftarı.
Bu yıl Sayın Necip Çarıkçı Başkan ve yönetimi kritik bir seçim sonrası görev başına geldiler. Başarısızlığın adı dahi telaffuz edilmemeliydi ki kritik seçim hatırlatılmasın kendilerine. Nitekim tecrübeli başkan ve tecrübeli yönetim her geçen gün biraz daha hedefe emin adımlarla ilerlemektedir.
Şu ana kadar birçok şey Necip Başkan ve yönetiminin istediği gibi ilerledi. Onlar da bu başarıyı hak edebilmek için gece gündüz Boluspor için çalışmalarını sürdürmektedirler.
Ya iki maç, üç maç üst üste mağlubiyet gelirse ne olur? İşte tehlike çanları o zaman çalmaya başlar. Çünkü üzerlerindeki baskı fazla ağır. Gerçi atalarımız ne demiş: “Hamam giren terler!” Basının, taraftarın bu kadar desteğini alıp yola çıkmak her yönetime nasip olmaz. İşte bu sorumluluk duygusu onların huzurlarını biraz daha kaçırmakta ve stresleri on kat daha artmaktadır. Bence bu stres ve baskı şampiyonluk düdüğü çalıncaya kadar devam edecektir. Allah kolaylık versin.
Az önce bahsettiğim stres ve baskıyı futbolcular üzerinde pek göremiyorum. Bu olumlu bir durum bence. Çünkü onlar profesyonel. Bugün burada yarın karşıda. Zaten hata yapma duygusu hatayı çağırırmış. Bu senenin o sene olabilmesi için yapılan en önemli adım Fuat Çapa Hoca ile atıldı. Hep korktum iki üç maç kaybedilir de sabırlı davranılmayıp Fuat Hoca’yı gönderirler mi diye. Ama görüyorum ki, yönetim Fuat Hoca’yı daimi hoca yapma hevesiyle ilerliyor. Zaten başarılı kulüplere bakıldığında bunların temel felsefelerinde İSTİKRAR olduğunu göreceksiniz. Arsenal-Arsen Wenger
Bu arada garip istatistik elime geçti. Bu istatistiği edinmemin sebebi bu hafta maçtaki seyirci azlığıydı. Ki Altınordu maçı bizim kırılma noktalarımızdan biriydi. Stadın tam kapasite dolmasını bekliyordum; anacak beklentim hüsrana uğradı.
Boluspor Passolig’i satışı : 5700 tane
Kombine satışı : 1500-1600 civarı
Artık “Bu sene o sene!” diyorsak şayet bu istatistikle çok fazla yol alamayız.
Yorum yazarak Bolu Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Bolu Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.