Bolu Merkez ve ilçelerdeki Belediye Başkan adaylarının tanıtımının ardından platforma çıkan Deniz Baykal, halkı selamladıktan sonra; Bolu, geçmişte çok büyük acılar yaşamıştır. Fakat kendi çabaları ve çalışmaları sayesinde çabuk toparlanmış ve ayağa kalkmıştır. Bu çabanızdan dolayı sizleri tebrik etmek istiyorum. Bolulu kendi göbeğini kendi kesmiştir. Kendi kendisine yeter olduğunu göstermiştir. Bolunun bu çabası takdir edilmesi gerekirken, maalesef iktidar tarafından cezalandırılmaktadır. Sanki kendi kendine kalkınmak Boluluların suçuymuş gibi Teşvik Yasasından yararlandırılmamıştır. Sen tüm emeğin ve gücünle çalışarak bu seviyeye geleceksin, iktidar da sen yeterince kalkınmışsın, sana Teşvik yok artık, Boluya yatırım yapılmasın diyecek. Bolu bir kenara itilecek. Bolunun kendi kendine kalkınmış olması Bolunun suçu değildir. Kaş yapalım derken göz çıkartılmıştır dedi.
HİÇBİR ŞEY DEĞİŞMEDİ
Kendisini dinleyen Bolululara, Pancardaki kota kalktı mı? Patatesi kaça satabiliyorsunuz? Eti kaça kestiriyorsunuz? Gübre fiyatları, yem fiyatları düştü mü? Mazot fiyatları düştü mü? Yoksa hala dünyanın en pahalı mazotunu mu kullanıyorsunuz? şeklinde sorular soran Baykal hiçbir şeyin değişmediğini belirterek, Aksine durum geçen seneden daha da kötü olmuştur. Hani yeşil mazot getireceklerdi, nerede? Bakmayın siz medyanın durumu güllük gülistanlık göstermelerine. İşçi, memur ve emekli maaşları reel olarak geriliyor. Çiftçi ve esnaf gelirleri devamlı olarak düşüyor. Gerçek budur şeklinde konuştu.
BU VERGİLER NEREYE GİDİYOR?
Bu ayın vergi beyannamesi verme ayı olduğunu, herkesin beyannamesini verdiğini ifade eden Deniz Baykal, Maliye Bakanlığı da senin bu beyannameni beğenmedim, az göstermişsin, git yeniden doldur diyor. Ey Maliye Bakanı, sen nereden biliyorsun ki esnafın kazancını, zararını. Sen nereden biliyorsun ki evlerine girenleri veya giremeyenleri. Çifter çifter vergi alıyorlar. Esnafın kamyonetinden, dükkanından, evinden çifter çifter vergi alıyorlar. Cumhuriyet tarihinin en ağır vergileriyle karşı karşıyayız. Peki bu vergiler nereye gidiyor? Hizmet olarak mı geliyor, hayır. İktidara geldiklerinden buyana 54 milyar daha iç borçlanmaya gittiler. Peki bu paralar nereye gidiyor? Sen işçinin, emeklinin, esnafın üç kuruş parasına çifte vergi uygulayacağına, Başbakanınızı uçaklarından indirmeyen, etrafında fır dönen devleti hortumlamış işadamlarından paranı al dedi.
KENDİNİNKİNİ SORACAĞINA, İŞÇİNİN, MEMURUNKİNİ SOR
Çiftçinin, esnafın durumuna, memurun, işçinin maaşının düşüklüğüne üzülürken, şimdi de Başbakanın durumuna üzülür olduklarını belirten CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Vay başımıza gelenler, Başbakan maaşıyla geçinemiyormuş. Başbakan Almanya Başbakanıyla görüşmesinde Başbakanın maaşını sormuş, sonra da yahu biz kazıklanıyoruz galiba demiş. Bir ülkenin Başbakanı başka bir ülkenin Başbakanına maaşlar hakkında soru sorar ama bu soru kendi maaşları değil memurun, işçinin maaşıdır. Sen kendi maaşını Almanya seviyesine çıkarmaya çalışacağına, benim memurumun, işçimin maaşını nasıl Almanya seviyesine çıkarırım, nasıl asgari ücretim Almanya seviyesinde olur diye düşün ve çabala dedi.
MEMLEKETTE TAŞ MI KALDI SUYUNU ÇIKARALIM?
Başbakan mitinglerinde devamlı halkı azarladığını, bir genç kendisinden kadro isteyince sana kadro falan yok, taşı sık suyunu çıkar dediğini söyleyen Baykal, Memlekette taş mı kaldı ki suyunu çıkaralım? Her tarafı sattın. Ormanları senin Maliye Bakanın parselledi. Maliye Bakanının oğlu mısır ithal ediyor. İthal etmeden önce Gümrük Vergisi düşürülüyor, Türkiyeye girdikten sonra tekrar yükseltiliyor. 400 bin ton mısır ithal etti bu çocuk. Bu bir yolsuzluktur. Maliye Bakanına bu mısırları sorduğumuzda tavuklar için getirtti diyor. 400 bin ton mısırı tavuklar mı yiyecek sen mi yiyeceksin. Bizim için hiç farketmez, bu bir yolsuzluktur. Üzerine de gideriz. Başbakana Maliye Bakanının oğlu sorulduğunda o iyi çocuktur diyor. O iyi çocuk da Anadoludaki milyonlarca işsiz çocuk kötü mü? Bir çocuğun okutulup meslek sahibi olabilmesi için anaların-babaların neler çektiğini biz biliyoruz. Çok büyük sıkıntılarla üniversiteleri bitiriyorlar ve iş istiyorlar. İktidar ne yapıyor, önce sınava gir diyor. Onu da kabul ediyoruz ama 200 puan alan açıkta kalıyor. O puan alan işe giriyor, buna ne diyeceksiniz? şeklinde konuştu.
BİZİM KÖKÜMÜZ ATATÜRK
Kendilerine kökü bereketsiz dediklerini, Recep Tayyip Erdoğanın kök kelimesini hiç kullanmaması gerektiğini ifade eden Baykal, Erdoğan kök kelimesine dikkat etmelidir. Cam köşkte oturan etrafa taş atmaz. Bizim kökümüz bellidir. Bizim kökümüz Anadoludur, bizim kökümüz Kuva-i Milliyedir, bizim kökümüz Atatürktür. Sizin kökünüz nere bunu herkes biliyor. Niğdede AKPli bir Belediye Başkan adayı arabasına 84 yıllık karanlıktan kurtulacağız yazmış. Atatürkün kurduğu Cumhuriyetin aydınlığı bunların gözünü kamaştırmış. Kendi ampullerinin ışığı o kadar az ki, Cumhuriyetin güneşine bakamaz hale gelmişler, kör olmuşlar. Milletimiz artık anlamıştır; bunların da bundan öncekilerden hiçbir farkı yok. Sadece kendilerini, kendi çıkarlarını düşünüyorlar. Sağa sola saldırmaktan ve ceplerini doldurmaktan başka bir işleri yok dedi.
BU DÜŞÜŞ ATTAN DÜŞMEYE BENZEMEZ
Bu gidişin iyi bir gidiş, bu halin de iyi bir ruh hali olmadığını söyleyen CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Bizim bildiğimiz Başbakanlar ağır başlı olur, konuşmayı ve dinlemeyi bilir ve de saygılıdır. Ruh hali bozukluğunun da tedavisi vardır. Bu işin ilacı sandıktır. Seni oraya millet getirdi. Millet seni oralara çıkardı, düşürmesini de bilir. Fakat bu düşüş, senin attan düşmene benzemez şeklinde konuştu.
DEVAM ET YÜKSEL, DEVAM ET
28 Mart seçimlerinde kendileri için önemli olan denenmiş değerli bir başkanın göreve devam etmesi olduğunu söyleyen CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Yüksel Ceylan Bolunun seçtiği kişidir. Sorduk, yolsuzluğu var mı? Ne münasebet dediler. Biz de geçtik Yüksel Ceylanın arkasına. Devam et Yüksel, devam et. Biz senin arkandayız. Yüksel Ceylan gibi bir başkanla sizin karşınıza çıkmış olmaktan büyük onur duyuyorum. Şimdi görev Boluda. Hep birlikte Boluyu güzel günlere ulaştıracağız.