Sayın okuyucular, çoğu yazılarımda belirtmiştim.Ben seksen ikinci yılı devirmek üzereyim. (Bu memlekette 160 yaşında dahi seçmen olduğuna göre daha genç sayılırım değil mi? .Tanrı herkese sağlıklı uzun ömürler versin)Geride bıraktığım seksen iki yıla bakıyorum da NELERLE ve KİMLERLE karşılaştım. İşte bu “neler ve kimler” “TECRÜBEYİ “ oluşturmaktadır. Bu neler ve kimlerin içinde beni üzenler de olmuştur,sevindirenler de olmuştur.Beni üzenler sanki
birer öğretmendi.Nitekim atalarımız ”bir musibet bin nasihatten iyidir” özdeyişini boşuna dememişler.İşte ben de bu yazımda -hoşgörünüze sığınarak- uzun yıllarda edindiğim bazı tecrübelerimi- gerek lisede okutulan psikoloji dersinden ve gerekse Üniversitede okutulan adli psikoloji derslerinden edindiğim bilgilerle harman ederek, rahmetli ninemin de herhangi bir nedenden dolayı beni ikaz ederken “bak demedi deme” dediği gibi- ben de sayın Devlet Bahçeli’nin “toplumun ruh sağlığı bozuldu,bu konuda ruh sağlığı yasasına ihtiyaç var” önerisi üzerine“demedi demeyin” diyerek bir-iki kelam etmek istiyorum.
Sayın okuyucular, yaşadığımız kırsal alanda yeri ve zamanı geldiğinde şöyle söylenir; Birileri çok konuşur ama fazla bir etkisi olmaz,bir başkası bir defa konuşur çok etkisi olur.İşte böyle durumlarda,çok konuşan için mantar tabancası,az konuşan için ise ramazan topu denir.Yani millete orucunu bozdurur.Ben bunu neden söylüyorum. Diğer siyasi aktörler konuşuyorlar, konuşuyorlar ama MHP genel başkanı sayın Devlet Bahçeli’nin bir hafta kadar önce grup konuşmasında “toplumun ruh sağlığı bozuldu, ruh sağlığı yasasına ihtiyaç var” demesi kadar etki yapmıyor. İşte ramazan topu dediğim sayın Bahçeli’nin bu konuşması. Ben de yazı yazmama orucuna başlamıştım ama sayın Bahçeli bana orucumu bozdurduğu için bu yazımı yazıyorum. (Bu arada bir parantez açarak neden yazı yazmama orucuna başladığımı izaha çalışayım.Ben bir hukukçuyum.Yazılarımı “hukukun çizdiğe sınırlar içinde kalarak yazmak isterim ama bugün gelinen noktada yazdığı yazıdan dolayı gazetecilerin başlarına gelenleri görünce yazılarımı hukukun sınırları içinde değil de AKPnin ve yandaş medyanın insaf sınırları içinde yazmaya mecbur bırakıldığım için yazmama orucuna başlamıştım” parantezi kapatalım ve gelelim sayın Devlet Bahçeli’nin o konuşması hakkındaki görüşlerimi siz sayın okuyucularla paylaşmaya;
Sayın Bahçeli’nin söylediği gibi toplumun ruh sağlığı bozuldu mu?Bozuldu.Buna itirazı olan varsa -detayına gerek yok- bir günlük TV haberlerini izlesin,gazete manşetlerini okusun anlar. Peki toplumun ruh sağlığı neden bozuldu? Siyasi anlamda konuşamamaktan. Konuşamayan insan cep telefonlarının bataryaları gibi dolar dolar yani şarj olur, olur, sonra deşarj olamazsa ne olur?Patlar.Peki patlayamazsa (konuşamazsa)ne olur? Tabii ki ruh sağlığı bozulur Teşhis bu,yani konuşturulmamak. Çaresi ne? Çaresi şu; Bilindiği gibi Londra’da dünyaca meşhur Hyde Park’ın içinde bir de “serbest Kürsü” vardır.O kürsüde herkes dilediği gibi konuşur,hem konuşanların hem konuşulanların ve hem de kürsünün dokunulmazlığı vardır. Yani Hyde Park, insanların konuşamamalarından dolayı maruz kaldıkları sıkıntıların deşarj alanıdır. İşte toplumun ruh sağlığının korunması isteniyorsa yaşadığımız bu ülkede de böyle “serbest kürsü alanları bulunan parklar oluşturulmalıdır. İşte o zaman bu toplum neler duyacak neler. İnsanlar duydukları karşısında mutlaka ve mutlaka “vay anasını” diyeceklerdir. İnanın o parklar –eğer ertesi gün kapatılmazsa-her gün miting alanına dönüşecektir
Sayın okuyucular bu arada “sayın yazar eğer konuşamıyorsan ormana git konuşabildiğin kadar konuş” diyebilirsiniz. Bunu yapıyorum ama olmuyor.Nedenine gelince benim söylediklerimin birilerinin kulağına gitmesi gerekir ki üzüntüm paylaşılsın veya paylaşılıyor sanılsın.Hem sonra “kendi kendine konuşana deli” derler,Allah muhafaza “bu adam kendi kendine konuşuyor diye insanı bi yerlere bile gönderirler.
Sayın okuyucular,sayın Devlet Bahçeli’nin teşhisi yerinde ve çok anlamlıdır.Evet toplumun ruh sağlığı bozuldu.Peki kim bozdu ?Toplumu susturanlar bozdu. Görüldüğü gibi susmaktan değil susturulmaktan söz ediyorum. Susmak bir meziyettir.Atalarımız ne demişler; “Söz gümüşse sükut altındır”.Yani susmak konuşmaktan daha değerlidir. Susmak sabırsızlığın da frenidir. Sabırsızlığı sabra dönüştürür.Bu da bizi “sabrın sonu selamettir” özdeyişine götürür. Susturulmak ise toplumun ruh sağlığını bozduğu gibi anayasamızın 26.maddesinde “düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetine”de saldırıdır. Gerçi küçük çocuğun ebebeynini takmadığı gibi günümüzde anayasayı da takan yok ama ne diyelim;Sonu hayır gele diyelim. Bu arada yeri gelmişken bir türlü içime sindiremediğim Anayasanın 25.maddesinden de bir nebze söz etmek istiyorum.O maddede ne deniliyor;”Herkes, düşünce ve kaaat hürriyetine sahiptir”.Ben diyorum ki bu madde olmasaydı ben DÜŞÜNEMEYECEK miydim acaba.Bari onu da yasaklasaydınız da bir kısmını zaten kaçırdık işte o zaman keçileri tamamen kaçırsaydık. Yine dönelim sadede; Peki halkı susturanların içinde sayın Devlet Bahçeli yok mu? Tabii ki var.Anlaşılıyor ki bu konuda kanun çıkarılmalı diyerek kendince hesaplaşmak istiyor.Tabi bu da bir erdemliktir.
Hoşça kalın.
Makale Yazısı-
DEMEDİ DEMEYİN
Yazar İlhami Candemir - Mesaj Gönder
Yorum yazarak Bolu Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Bolu Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.