ABD doları dünya çapında değişim aracı. Bu gücü nereden geliyor? Tabi ki ABD ekonomisinin üretim gücünden.
Dünyanın en büyük ekonomileri arasında 17,4 trilyon dolarlık Gayri Safi Yurtiçi Hasılası (GSYH) ile ilk sırada yer alıyor. Dünya üretim ve tüketiminin üçte biri. Onun için ABD deki krizler ve faiz artışları dünyayı etkiliyor. Bizim gibi gelişmekte olan ülkeleri daha da fazla etkiliyor.
ABD'yi yaklaşık 10,3 trilyon dolarlık GSYH ile Çin, 4,6 trilyon dolarlık GSYH ile Japonya, 3,9 trilyon dolarlık GSYH ile Almanya ve 2,9 trilyon dolarlık GSYH ile Birleşik Krallık takip ediyor.
Ekonomik büyüklükte, Fransa 2,8 trilyon dolarlık GSYH ile altıncı, Brezilya 2,3 trilyon dolarlık GSYH ile yedinci, İtalya 2,1 trilyon dolarlık GSYH ile sekizinci, Hindistan 2 trilyon dolarlık GSYH ile dokuzuncu, Rusya Federasyonu da yaklaşık 1,9 trilyon dolarlık GSYH ile onuncu sırada bulunuyor.
Türkiye 799,5 milyar dolarlık GSYH'ye sahip dünyanın en büyük 18'inci ekonomisi konumuna sahip.
Dünyanın 18. Büyük ekonomisi iken, neden bizi daha fazla etkiliyor?
Çünkü;
Üretimimiz bile kısmen dışa bağımlı. İhracatta ilk sıralarda gelen otomotiv sektörüne bakalım.
Türkiye’nin bir markası yok. Yabancı markaların Türkiye’deki montaj fabrikalarında belli oranda yerli katkıyla üretilen otomobiller doların yükselmesinden doğrudan etkileniyor.
Diğer üretim alanlarında da benzer durum söz konusu. İthal malzemeye dayalı ürünler döviz kurunun yükselmesiyle en az kur farkı kadar maliyeti yükseliyor.
Son aylarda döviz öyle sanıyorum ki %30 un üzerinde arttı. Özellikle enerjisini petrole bağımlı hale getiren Türkiye’de enflasyon da yüksek olacaktır.
Şu anda elektrik enerjisinin %40 oranında doğal gazdan elde edildiği açıklanıyor. Bunun yanına petrolü de koyun, tek başına enflasyonu tavan yaptırmaya yetiyor.
Enerjinin zamlanması a dan z ye bütün mallara zam gelmesi demek.
Hayret edilecek bir durumsa, işsizliğin %11 lerde, faizlerin ve dövizin yükselişte olduğu bir dönemde enflasyon hala %8 civarında seyrediyor. Bu nasıl oluyor ben anlayamıyorum.
Çarşı Pazar dolaşın marketlere bakın temel ihtiyaç mallarına artık haftada bir zam gelirken, bunun ölçüsü olan enflasyon istikrarlı gidiyor.
Kısacası Türkiye ekonomisi yeniden krizin eşiğinde. Hükümetin son birkaç haftadır uygulamaya soktuğu (vergi affı, düşük faizli kredi gibi) tedbirler de bunun göstergesidir. Üstüne üstlük memlekette bir de terör belası varken sorunlar katlanarak büyüyor. Burada tek avantajlı durum siyasi açıdan güçlü bir hükümetin olması ve gerekli kararları süratli bir şekilde alabilecek olmasıdır.
Hükümetin derdi ise Devlet Bahçelinin önüne attığı başkanlık sistemi oyuncağı. Şimdilik oyalanıp duruyor da, inşallah memleketin hayrına olur.
Yorum yazarak Bolu Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Bolu Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.