10.11.2004
Orta Asya’dan günümüze Türk tarihinde çok önemli kahramanlar devlet adamları gelip geçmiş. Tarihin sararan sayfalarında gezindiğimizde görünen o ki, hiçbirinin yaşamı Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşamı kadar acılarla yoğrularak geçmemiştir. Hiçbirisi dört kıtaya asırlarca sahip olup yok olma noktasına gelen çaresizlik içindeki bir toplumun bireylerini biraraya getirip ulus olma bilinciyle medeniyetin aydınlık yolunda birleştirme ustalığını gösterememiştir.
O ömrünün büyük bölümünü insanların mutluluğu, ulus olabilmenin erdeminde karanlıktan kurtulmasını, çağdaş olabilmelerini sağlayabilmek için tüketmiştir. O devrimleriyle, o kurduğu yeni Türkiye Cumhuriyeti’yle insanların hakettiği özgürlükler içinde insanca yaşayabilmeleri için ilkelerini koyan kişidir.
O, fakir ve zor da olsa insanlar için fabrika kurmuş. Genç Cumhuriyet topraklarını demir ağlarla örmüş, sanayide, tarımda, eğitimde, kültürde dünya devletleri arasında saygın yerini almıştır. Düşündüklerinin bir bölümünü belki de tamamlayamadan her fani gibi 10 Kasım 1938’de ulusunun yüreğinde ebediyete intikal etmiştir. Mekanı cennet olsun.
Aradan geçen 66 yılda onun çizdiği yol haritasında neyi ne kadar tamamlayarak ilerledik veya ilerlemekteyiz tartışılır.
Şu ruh çağırmakla ünlü olduklarını iddia eden medyumlar, o büyük insanın ruhunu çağırsalar da dinlesek kendi sesinden bıraktığı Cumhuriyetin ne halde olduğunu.
Sorarsa tek tek, devrimlerin yaşatılıp yaşatılmadığını? Yazınızla diliniz, giyiminiz kuşamınızla örnek oluyor musun başka uluslara? Köyünü, köylünü geliştirdin mi? İlimde, bilimde yeni buluşlarda neredesiniz? Birbiriyle barışık mı insanların? Yaşayabiliyor musunuz yurtta sulh, cihanda sulh ilkesini? Hani İzmir’den Erzurum’a başlatılan eğitim seferberliğinde nereye geldiniz? Görüyorum ki geçen onca zamandır siz beni hala anlayamamışsınız derse, ne cevap vereceğimizi hiç düşündünüz mü?
Bırakın geçmişle övünmeyi. Geçmişten ders alıp neler yapabildiğimizi söyleyebilir misiniz? Laf yerine üretebiliyor musunuz? Millet uzayda yer parsellerken siz hangi bilimsel çalışmanızla yerinizi aldınız uluslararası platformlarda? Laboratuvarlarda deneyler yapıyor musunuz? Bacasını tüter bıraktığım fabrikaların durumu ne? Demokrasiyle aranız nasıl? Bu ve benzeri sorulara yürekten yürekli yanıtlar verebiliyorsanız, benim için gözyaşı dökmenize gerek yok. İşte o zaman ben her 10 Kasım’da yeniden doğuyor olacağım.
Yorum yazarak Bolu Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Bolu Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.