Türkler Anadoluyu yurt yapıp üç kıtada hakim olan Müslüman bir İMPARATORLUK kurduktan beri haçlı zihniyetinin hep düşman olarak algıladığı bir millet olagelmiştir. Bu zihniyet kaba kuvvetle bu milleti hizaya getiremeyeceğini anlamış. Bizi bizden olanlara ve işbirlikçi MÜNAFIKLARA bırakmış onlarda vazifelerini her devirde yapmışlar ve yapmaya da devam etmektedirler.
Osmanlıyı üç kıtadan söküp atan zihniyet onu Anadoludan da atmak istemiş ancak MANDA VE HİMAYE heveslilerine, Kürt Teali Cemiyetine, azınlık cemiyetlerine rağmen MİLLİ REFLEKSİ kıramamışlar ve SON YURT-SON KALE ANADOLU TÜRK YURDU olmaya devam etmiştir. Osmanlının bıraktığı yerlerde oluşturulan suni sınırlar ve suni devletlerin neredeyse hiçbiri bu güne kadar huzur bulamamıştır.
Oralarda barınamayacağını anlayanlar son kaleye göç etmiş Anadoluda onlara kucak açmıştır. Bu durum günümüzde de devam etmektedir.
Bulunduğumuz coğrafyanın siyasi tarihi ve politik durumu bizlere ayrı bir RİSKİ VE FIRSATI birlikte sunmaktadır. Bunu bilen çevreler Türk milleti ile içerde ve dışarıda uğraşarak onun bölgesel göç almasının önüne geçmeye çalışmaktalar. Bu amaçla aydınlarımız, siyasilerimiz basınımız, ekonomimiz kullanılmakta emperyalistlerin amaçlarına hizmet eder hale getirilmektedir.
Dünyanın iki kutuplu olduğu dönemde ideolojilerin kamplaşması ve ayrışmasına ve ekonomik ablukaya alınan ülkemiz. Şimdi ise AB ve özellikle ABDnin siyasi ve ekonomik dümen suyu içinde bocalamaktadır.
Şuan ülkemizin en büyük siyasi problemi BÖLÜCÜLÜKTÜR. Ülke kaynaklarından 700 Milyar Doların heba olması bir yana ülkemiz evlatlarından binlerce insanın sakat kalması, binlercesinin ölmesi ve şehit olmasının baş sebebi olmuştur. İnsanımız arasına kabul edilse de edilmese de BÖLÜCÜLÜK nifakı girmiştir.
Sorun çevremizdeki ülkelerin ve özellikle ABD-AB-İsrailin öngörüleri ile giderek içinden çıkılmaz hale gelip SİYASALLAŞMAKTADIR. Ortadoğunun yeniden şekillenmesi için ortaya atılan BOP (Büyük Ortadoğu Projesine) göre 22 ülkenin yeniden yapılandırılması planlanmış bu suretle İSRAİLi rahatlatacak, enerji kanallarını emperyalistlerin eline verecek düzenlemeler yapılması planlanmıştır. Arap baharı da bu amaçla ortaya atılmıştır. Yeni VESAYETLİ yönetimler oluşturulması planlanmıştır.
Burada Türkiyeye biçilen rol Sen Ortadoğu da Osmanlının mirascısısın bu ülkeler üzerinde nüfusunu kullan demekten ibaret kalmıştır. Sırtımızı sıvazlayanlar bölücülüğü hem siyaseten hemde TERÖR olarak başımıza bela etmeye devam etmekte ve bizim yumuşak karnımızdan yakalayıp diz üstü çöktürmüşlerdir.
KENDİ BAŞINI DÜZEMEYEN GELİN BAŞI DÜZER bu atasözü bizim durumumuzu iyice açıklamaktadır. Kandile ve Kuzey Iraka gidemeyen bir iktidar terörle mücadeleyi değil müzakereyi esas alan bir iktidar. İş SURİYEye gelince SAVAŞ NARALARI atmaktadır. Esat ve babası dünde Baascı ve Arap milliyetçisi diktatördü bugünde. Ama iktidar Esat ile o kadar kol kola girdiler ki bu özelliklerini yok saydılar. Birdenbire ABDnin talepleri ile biz Esatın unutulan yüzünü hatırlayıverdik. Oda yetmedi Suriyeye muhalifleri örgütledik. Bize karşı PKKyı örgütleme ile bunun ne farkı var diyenler ise düz mantıkla DİKTATÖRDEN yana olmakla ilham edildiler.
İktidar sıfır sorun politikası ile; milli bütün politikalarımızı yok saydı. Sorunları halının altına süpürünce bitmiş gibi göründü. Oysa hiçbirisi ne bitti nede sıfırlandı. 10 Yıl önceki durumdan daha kötü olduğumuzu bir tek iktidar ve yandaşları görmüyor. İRAN, ERMENİSTAN, SURİYE, IRAK YUNANİSTAN, İSRAİL, RUM YÖNETİMİ hatta AB ve tavizlere ve kuyruk politikasına rağmen ABD ile mi ilişkilerimiz iyi durumdadır.
İktidarın Suriye ile ilgili izlediği politika aynen bumerang gibi bizi içine çekmektedir. Yarın Kuzey Irak, Suriye, İran ve Türkiye KÜRT harekatına REFERANS olacak uygulamaları devlet olarak biz yaparsak; aynısını bize karşı yapanlara IĞDIRDAN-HATAYA SINIRI İŞARET EDENLERE ne yapacaksanız.
Eğer hesap ABD ile aynı masada olup bir koyup 9 almak ise bunu bize yedirmezler. Kaldı ki esas kaynağın olduğu ülke IRAK iken bunu yapamadınız. Suriyedeki insanlık ayıbına elbette seyirci kalmamalıyız. Ama Dimyata giderken ABDnin güdümünde EVDEKİ BULGURDAN olmadan..!
20.04.2012