27 Mayıs ihtilali sonrası. Kalkınma köyden başlar sözünü gerçekleştirmek için düşünülmüş olabilir. Gerede de öğretmenim Halk Eğitim Toplum Kalkınması adıyla kaymakamlık tarafından oluşturulan bir grup bürokratla köyleri geziyoruz. İçimizde veteriner, öğretmen, sağlıkçı, ziraatçı ve kaymakamlıktan görevlendirilmiş yaklaşık 10 kişiyi aşkın bir grup. Çoğullu köyündeyiz.
Köy odası gibi geniş bir yerde kalabalık bir grup. Ziraatçı arkadaşımız tarlada gübreleme tekniklerinden anlatıyor. Azot diyor, fosfat diyor, hayvan gübresinden bahsediyor.
Ocak başında oturan yaşlıca bir amca yavaş yavaş oturduğu yerden kalkarak; Bey bey ! çok güzel anlatıyon. Belikli mesleğinin uzmanısın kusura kalma ama ben senin dediklerinden hiç bişey anlamıyom. Azot diyon, fosfat diyon senin bu dediklerin köylünün şeker gübresimi? Ziraatçı arkadaşımız; Hah işte amca senin bildiğin şeker gübre dediğinde yaşlı amca; o zaman benim bildiğim dilden konuş, biz balın bal olduğunu biliriz emme, bir parmak alıp tatmayınca adına bal demeyiz. Diyerek adeta bürokrat kesime anlamlı bir ders veriyordu. Hiç unutmam o olayı
Ekim zamanı yaklaştığında ziraatçı arkadaşıma o köyde yaşadığımız olayı anlattım. Ben senin alanına girmek istemem. Gerede yüksek rakamlı soğuk bir yer. Burada da insanlar ekip biçiyor. Yaptıkları ne kadar doğru? Ne kadar verim alabiliyorlar bilmiyoruz. Gel o köydeki amcayı bulalım. Ektiği tarlanın kulağından bir parça yer isteyelim. Orada bilimin dediği anlamda bir uygulama yaparak köylüye arada ki farkı gösterelim dedim.
İnanmıştı arkadaşım. Burası soğuk bölge. Toprağı derin sürmeliler tohumu don vurmasın. Yaşlı amcayı bulup anlattık düşüncemizi. Önce babadan kalan yöntemleri anlattık. Bizim yaptığımızdan fazlası ürün alamazsınız. Her şey kitapların yazdığı gibi olmaz. Bu hayat dersidir evlat dese de sonunda ikna ettik.
Ziraatçı arkadaşım ilimini öngördüğü şekilde sürdürdü. Gübrelemesini ilaçlamasını yaptırdı. Tohum yer yüzüne çıkmaya başlamıştı. Köylünün ektiği yerde ürün seyrek ve rengi solgun, uygulama yapılan yerde sık ve koyu yeşil bir renk.
Bir gün beni de aldı götürdü. Amca tarla kenarındaki avlalara yaslanmış iki yer arasında farkı gözlemliyordu. Her sabah gelip seyrediyorum! Sen haklıymışsın evlat ilimi ilimdir ama görmek lazımmış. Sağol deyip dua ediyordu.
Halkın dilinden
Makale Yazısı-
MAZİDEN BİR ANEKDOT
Yazar Mustafa Namdar - Mesaj Gönder
Yorum yazarak Bolu Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Bolu Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.