7 Haziran seçimlerinden sonra siyaseten en hareketli günleri geçen hafta yaşadık. Bilindiği gibi geçen hafta meclis başkanlığı seçimleri yapıldı. Bu seçimlerin dördüncü turunda MHP’li vekiller geçersiz oy kullanınca AKP’li aday Sayın İsmet Yılmaz partisinin oylarıyla meclis başkanlığına seçildi. Bu andan sonra her şey bir yıldırım hızıyla gelişti. CHP’nin kontrolündeki bütün güçler birden bire var güçleriyle MHP aleyhinde bir kampanyaya başladılar. Adeta çılgına dönmüşler ve seçim yenilgisinin genel merkezlerinden soramadıkları hesabını MHP’ye ödetmek istercesine ölçüsüz derecede saldırmaya başlamışlardır. En yetkili ağızların, sözde büyük gazetecilerin ve de televizyon yorumcularının akıl ve mantık süzgecinden geçirmeden ifade ettikleri sözler, Türk siyasetinde yeni dalgalanmalara ve de kırılmalara yol açmış; yıllar öncesinde meydana gelmiş kabuk bağlayan yaraların kanatılması için büyük gayret gösterilmiştir.
Birdenbire ve kontrolsüz boşalan bu MHP aleyhindeki gerçek dışı kampanyanın sebebi ifade edildiği gibi dördüncü turda MHP milletvekillerinin geçersiz oy kullanmaları dolayısıyla AKP’li aday Sayın İsmet Yılmaz’ın meclis başkanlığına seçilmesidir. CHP 7 Haziran akşamından bu yana sandıktan çıkan sonuçları yanlış yorumlamış, AKP’ye verilmeyen %60 oyu bir blok olarak hesap etmiş, bu bloğun merkezine kendisini koymuş, bloğun kendi kontrolünde hareket edeceğini varsaymış, bu varsayımı esas alan siyasi hedefler belirlemiştir. Bu hedeflerin ilki doğal olarak meclis başkanlığının ele geçirilmesi, ikincisi ise bu bloğa dayalı bir koalisyonun kurulmasıdır.
CHP’nin siyasi gerçeklere dayanmayan bu hedeflere ulaşılamayacağı daha seçimin ilk akşamı MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin seçimi değerlendiren konuşmasından belli olmuştu. Sayın Devlet Bahçeli kendisine millet tarafından ana muhalefet görevi verildiğini ve MHP olarak terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile hiçbir şekilde bir araya gelmeyeceklerini açıkça ifade ediyordu. CHP gerek bu konuşmayı ve bundan sonra aynı anlama gelecek diğer konuşmaları ya iyi anlamamış ya da iyi değerlendirememiş olmalı ki kendi belirlediği siyasi hedefleri kamuoyuna lanse etmeye devam ediyordu.
Gerçek şu ki; 7 Haziran seçimlerinde muhalefetin aldığı %60 oyun AKP karşıtlığından başka bir birlikteliği yoktu. Bu %60 oyun yegane ortak yönü AKP’nin yürüttüğü ekonomik politikaların iflas ettiği, dış politikaların ülke güvenliğini tehlikeye attığı, sosyal politikaların toplum kesimleri arasında uçurumlar meydana getirmiş olduğu, milli birlik ve beraberliğin tehlikeye düştüğü ve ülkenin her geçen gün diktatörlüğe doğru kaydığı endişeleriydi. Bundan kurtulmak için partilerin reçeteleri birbirinden farklı, öngördükleri onarım politikaları birbirinden çok uzak görünüyordu. Açıkça %60 muhalefet oyu kendi içinde bir birlik oluşturmaktan ziyade, ayrılıkları ve birbirlerine olan farklılıkları AKP’ye olan mesafelerinden daha fazla görünüyordu.
CHP, muhalefet bloğu olarak değerlendirdiği bu %60’lık oyu, partiler arasındaki farklılıkları görmeden aralarında bir ittifak oluşturarak, hem meclis başkanlığını hem de koalisyon oluşturmayı hedeflemişti. Halbuki bu %60’lık muhalefeti oluşturan partilerin bir araya gelmelerini engelleyen ve de aşılması şimdilik mümkün olmayan ayrılıkları dikkate almayan hesaplar elbette doğru sonuçlar vermeyecek, hedefler tutmayacaktı. Bu gerçek İlk deneme olan meclis başkanlığı seçimlerinde ortaya çıkmış, %60 bloğunun suni yapısı üzerine bir Türkiye yönetimi oturtulamayacağı anlaşılmıştır.
CHP bir yandan hâlâ bu %60’lık blok gerçeğinden hareketle bir koalisyon kurma teşebbüslerini devam ettiriyor, diğer yandan da AKP ile koalisyon kurmanın hissedilen hazırlıklarını yapıyor. %60’lık muhalefet blok gerçeğini AKP ile kurmak isteği bir koalisyona perdeleme için kullanmıyorsa hayal aleminden biran önce kurtulması hem kendisi hem de ülkemiz için hayırlı gelişmelere sebep olacaktır. Çünkü CHP’nin AKP ile kuracağı bir koalisyonun halk tabanında bir karşılığı yoksa da hem iş aleminde hem de ABD ve AB gibi dış odaklarda önemli bir karşılığı bulunmaktadır. Üstelik AKP’nin başlatıp sonlandırmaya niyetli göründükleri ÇÖZÜM POLİTİKALARI güçlü bir tabana oturacak, HDP’nin dolayısıyla PKK’nın da desteğine mazhar olacaktır.
Öyleyse CHP’nin meclis başkanlığı seçimleri dolayısıyla ansızın bütün güçleriyle MHP’ye cinnet derecesinde saldırmaya başlaması neyle izah edilir, nasıl açıklanabilir? Eğer CHP samimi olarak meclis başkanlığının muhalefetin eline geçmesini isteseydi bunun alt yapısını oluşturmaya çalışırdı. Önceden partiler arası görüşmeler yapardı. MHP’nin son anda bile “adayım dördüncü tura kalamazsa seksen geçersiz oyum olacaktır” sözünü ciddiye alıp üç saatlik süreyi kullanmasını bilememiştir. Halbuki siyasette değil üç saat, üç dakika bile çok önemli ve uzun zamandır. CHP samimiyetle meclis başkanlığının muhalefetin eline geçmesini isteseydi MHP adayını ciddiyetle destekler, sonuç ne olursa olsun, MHP ile gelecek siyasi beraberliklerin yolunu hazırlardı.
CHP hem bunu yapmayacak, hem de MHP’ye bu sebeple hiç hak etmediği gerçek dışı yakıştırmalarla yalan, iftira, hakaret ve küfürlerle savaş açacak ve sonrada ondan hâlâ ortak hükümet kurma beklentisinde olacak. Bu gerçekçi değil. CHP son seçimlerin AKP ile birlikte yenikleri arasındadır. Hem oy kaybına hem de milletvekili kaybına uğramıştır. Bunun muhasebesini yapmadan siyasal hedeflerine ulaşmak için karşılıksız MHP desteğini beklemek zaten gerçekçi olamaz. Bu durum milletten alamadığını MHP’den istemek anlamına gelir ki buna kimsenin hakkı yoktur. Herkes yaptığının hesabını milletine vermekle sorumludur. MHP kendisine milleti tarafından tevdi edilen emanete ihanet etmez, hesabını veremeyeceği tasarruflarda da bulunmaz. MHP’yi seçmen nezdinde haksız yere küçük düşürmeye çalışmak, bunu yapanlara bir şey kazandırmaz. Ama MHP’ye kazandırdıklarını yapılması kuvvetle muhtemel bir erken seçimde hep birlikte göreceğiz.
Yorum yazarak Bolu Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Bolu Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.