Sessizliğe bayılıyorum, arzum o ki ,
Bir dağın eteğinde küçük bir kulübem olsun
Yüreğim dünya derdi dikeninden azat olsun.
( M.İkbal )
Altı yıl öncesi Bolu Gündem Gazetemizin 30-12-2013 tarihli baskısında “Bolu Dağında İkbal Çeşmesi” başlıklı yazımla; çeşme suyunun akmadığı ve musluklarının ise çalınmış olduğu haberini duyurmuştum.
Ormancı meslekdaşlarım bu duyuruma ilgisiz kalmayıp,suyun kaynağını bulup çeşmeyi restore ettiler. Kadirşinas gayretlerinden dolayı , Bolu Orman İşletme Müdürü Kemal Yıldız’a ve Elmalık İşletme Şefi Osman Özdemir’e çok teşekkürler.
“ Kötü gün dostu” Allame Muhammed İkbal (1873-1938)’in şahsiyeti ve Türkler’e olan yüksek muhabbeti ve Çanakkale, İstiklal Savaşlarında emperyalist güçlere karşı bağımsızlık mücadelemize destek için Pakistan Halkını uyarıp,vaaz vererek yardım toplayıp Türkiye’ye eriştirmesi hiç unutulabilir mi ?
İkbali ülkemize ilk tanıtan milli şairimiz M. Akif Ersoy olmuştur. Son yıllarda Ülkemizde 15 ‘i aşkın Muhammed İkbal eseri Türkçe’ye çevrilmiştir. Bunlardan 8 adedi Halk Kütüphanesinde bulunmakta.
Mevlana aşığı İslam düşünürü ,filozof İkbal,batı felsefesini de araştırmış,fakat İslam ve Kur’an felsefesinin yüceliğini fark ederek kitaplarına ve hutbelerine aktarmıştır .”Musa Vuruşu ve Hicaz” kitabından iki anlamlı şiir.
İNZİVA
Bu çağı rüsva etti kendini gösterme hevesi
Gözü parlar ama yürek aynası kararmıştır
Görme hırsı sınırları aşınca
Düşünceler dağınık ve bozuk bir hal alır
Kaderinde istiridye kucağı yazılı olmayan
O bahar yağmur damlası inci olmaz
Benlik kendini inzivada tanır ama
O inziva ne puthanede ne de haremde var.
MEDENİYET TUZAĞI
İkbal şu gerçekten şüphe duymaz ki
Avrupa ,her mazlum milletin alıcısıdır !
Kilise önderlerinin kerametine bakın ki
Elektrik ampülleriyle fikirlerini aydınlattılar !
Ancak Suriye ve Filistin için yüreğim yanar
Bu zor düğüm önlemle çözülmez durumdadır !
“Cefa işçisi” Türklerin pençesinden çıkarak
Biçareler medeniyet ağına takıldılar !
“Medeniyet Tuzağı” şiiri 85 yıl öncesinden değil de sanki son günlerde söylenmiş gibi yerli yerinde.
“İslamda Dini Düşüncenin Yeniden İnşası” kitabında İkbal ; ”Hakikat şudur ki ,bütün bilgi arayışı bir tür –dua-dır “ demektedir.
M.Sait Kurşunluoğlu (2016) göre : İkbal genç Türk Cumhuriyetinin başarılarını çok yakından izlemiş ve düşüncelerini şöyle belirtmiştir: ”Gerçek şudur ki Müslüman milletler arasında doğmatik uykusundan uyanıp kişisel bilince erişmiş tek ulus Türklerdir.Zihni hürriyet hakkını talep eden yalnız Türkiye’dir.İdeal olandan gerçeğe geçmiş olan sadece o dur ve bu değişim kolay olmamıştır.”demektedir.
İkbal bu övgü sözlerini ölümünden (1938) önceleri ,Pakistanın da bağımsızlığına kavuşması için dile getirmiş olabilir.Pakistan 1947 yılında bağımsız devlet statüsüne kavuşmuştur.
ÇEŞMENİN YERİ İÇİN NİÇİN ISSIZ BİR ORMAN KÖŞESİ SEÇİLMİŞ ..!
1984-1994 yılları arasında Bolu Dağı’nda Kayın orijin denemesi dikim ve ölçme gözlemleri için çeşmenin tam karşı yamacında çalışmıştık. Ve öğle yemeği kumanyalarını da çeşmenin kenarında yemiştik. Tabii ki buralara kimseler gelip, gitmez ,niçin burası seçilmiş ? diye serzenişte de bulunmuştuk.
Ancak , 35 yıl sonra İkbalin kişiliği ve Mevlevilik felsefesine sadık oluşunu okudukça ve son zamanlarında ölümüne kadar Pakistan’da, mütevazı evini yakınlarının tüm ısrarına rağmen değiştirmeyişini öğrendiğimde ; “ bu ıssız orman köşesindeki çeşme yeri,onun tam da arzusuna uygun seçilmişdir” diye ikna oldum.
Ali Osman Söylemez (2010) makalesinde; “Dağ başlarındaki küçük çeşmelerin ayrı bir karekteri olduğunu, çeşmeler, yalnızlıklarını rüzgarların şarkıları eşliğinde, yıldızların ışıkları altında üzerlerine düşeni yapma gayreti içindedirler” diye ne güzel anlatmıştır.
Hoşçakalın.