Yeni bir eğitim öğretim yılı daha pazartesi başlıyor. Bir çok çocuğumuz, canımız kanımız ilköğretim ile tanışacaklar ve hayatlarının en önemli adımını atmış olacaklar.
İki yıldır, adrese dayalı nüfus sayımı sonrasında uygulanmaya başlayan yöntem ile kayıtlar direk adrese göre yapılmakta.
Eğitim-Öğretim seviyesi açısından İyi okul! olarak adlandırılan okullarda çocuklarını okutmak isteyen veliler, adreslerini yaz başından değiştirdiler. Kayıtlar yeni adreslere göre yapıldı. Sırf bu sebeple aile bütçeleri yüksek ev kira bedelleri sebebiyle sarsılmaya bile başladı. Ancak her şeye değerdi! Biricik evlatları, iyi öğretmenlerin elinde ve eğitiminde hayata daha iyi hazırlanacaklardı.
İşte, ilimizdeki iyi okullarımızdan birinde, sınıflar okul idaresince oluşturulmuş, öğretmenleriyle öğrencilerin ve velilerin ilk tanışması kabusa dönüşmüştür.
Neden?
İyi okulun iyi öğretmeni ,velilerin gelir düzeyini ve konumlarını beğenmemiştir!
Mühendis, Doktor, Avukat, Hakim vb. toplum tarafından değer olarak kabul edilen meslek gruplarından olan velilerin çocukları İyi okulun, bilmen ne şubesinde toplanmışlar, bizim iyi öğretmenimize kala kala, taksici, simitçi, kasiyer, güvenlik görevlisi, memur çocukları kalmıştır! Bunu gören iyi okulun iyi öğretmeni velilerin gözleri önünde, iyi okulun idarecilere tehditler savurur!
Sınıflara dağılan öğrencilere, malum iyi öğretmen, önce adlarını soy adlarını ardından ebeveynlerinin mesleklerini sorar! Çocuklar anne ve babalarının mesleklerini söylerlerken iyi öğretmende notlarını alır! Ders arasında idareye giderek listeyi idarecilerin suratına fırlatır ve istifa edeceğini söyledikten sonra okuldan ayrılır! Sağlık gerekçelerini bahane ederek rapor alır! O günden sonra da iyi okula gitmez!
Veliler şaşkınlık içinde olayları takip etmekte, iyi bir öğretmen tarafından hakir görülmelerinin ezikliğini yaşamakta, üzülmekte ve şimdi ne olacak? sorusunun cevabını aramaktadırlar!
İnsanın inanası gelmeyen olaylar zinciri bununla da kalmaz!
Olay İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne sıçrar! Gerisi standart prosedür!
Veliler, hayatlarında bu güne dek bir çok zorlukla karşılaşmalarına rağmen ilk defa, bir eğitim kurumunda hem de iyi bir eğitim kurumunda, iyi bir öğretmen tarafından iyice aşağılanmışlardır.
Durumu bana aktaran velilerden biri, olayın olduğu günden beri, içki içtiğini, Bolu'yu yukarıdan gören bir tepeye çıkıp avazının çıktığı kadar bağırdığını, bu duruma isyan ettiğini söyledi! Hiç bir şey gururunu bu kadar incitmemişti!
Çocuğunun öğretmeni olacak kişi , kendisini beğenmemişti!
Bu iyi okul kolej falan değil! Bildiğimiz devlet okulu! Ödenen vergilerle yapılmış ve ödenen vergilerle çalıştırılan bir eğitim kurumu! Hani o iyi okulun iyi öğretmeninin beğenmediği velilerinde ödediği vergiler sayesinde, maaşların ödendiği, Anayasal hak olarak kamusal hizmetten herkesin eşit olarak yararlanacağı bir yer!
Ancak tüm bunlar kağıt üzerinde yazılı hikaye!
Zenginin çocuğu zengin arkadaşları ile birlikte, özel bir sınıfta, özel öğretmenin önderliğinde özel kamusal hizmetten yararlanırken, aynı okulda sırf gariban ve orta direk aileler oldukları için aşağılanan veli ve öğrenciler!
Yeni Anayasada eşitlik ilkesi de mi değişti? Yoksa çoktan değişmiş miydi?
Resmi olarak hizmet veren iki adet özel okul dışında ,anlaşılan o ki başka başka özel okullarda var!
Paşa torunu İyi öğretmenler! İyi okullar!
Velilere konumunu hatırlatan derslerinde verildiği çok iyi eğitim kurumları!
Bu olayı bana aktaran arkadaşlara söylediğim tek şey şu oldu:
Bahsettiğiniz iyi öğretmenin ve bu duruma göz yuman iyi okulun, sizin çocuğunuza, eğitim öğretim adına verebileceği hiçbir şey ama hiçbir şey yok!
Benim öğrencilik yıllarımın en başı olan İlk okul çağlarımda okulumuzun duvarında Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir! Mustafa Kemal Atatürk yazılı idi. Okula girdiğinizde direk gözünüze çarpar, beyninize her gün bir nakış gibi işlenirdi. Yıllarca bu sözün anlamını merak etmiş çok sonra öğrenmiştim.
Sonra?
Bir gün, gerçekten egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğunu görmeyi hayal etmiştim.
Anlaşılan o ki şimdilerde duvarlarda gizliden gizliye başka yazı yazılı! Çocukların beynine başka sözler nakşediliyor!
Parayı veren düdüğü çalar! Nasrettin Hoca
20.09.2010