Geçen hafta yazımızı zannediyorum, seçimden sonra partilerimiz de büyük deprem yaşanacak. Ak parti Genel Başkanını Çankayaya uğurlarken, partiyi kimin yönetecek sorusu, muhalefet partileri ise, biz ne yaptık da kendi adayımızla çıkıp aslanlar gibi mücadele etmedik sorusu, partileri epey karıştıracak diye bir öngörüde bulunmuş tüm partilerimiz de, artık ,yeni bir dönem başlayacak gibi geliyor bana diyerek son noktayı koymuştuk.
Eh yine öngörümüzde haklı çıktık. Bugüne dek, seçimlerden önce yazdığımız hiçbir tespitimizde pek yanılmadık. Çünki biz meselelere, öyle kendi duygularımızın esiri olmadan, daha realist bakarak öngörüde bulunuyor ve böylece neticeyi doğru okuma şansını yakalıyoruz.
Yazımızda belirttiğimiz gibi, Ak parti, Genel Başkanları R. T. Erdoğanı Çankayaya uğurladı. Uğurladı ama; kim Genel Başkan ve Başbakan olacak sorusu, açıktan olmasa da, parti içinde gizli ve derinden çekişmelere, çok ince hesaplar yapılmasına sebep oldu. Bu çekişmeler, birilerinin beklediği gibi, bölünmeye doğru gider mi? Bizce gitmez. Bura da aklı selimin galip geleceğini düşünüyoruz.Her ne kadar, Partinin doğal ve güçlü lideri Erdoğan pek istekli görünmese de, siyasetin doğal akışına bakacak olursak, AK Parti,Bu gün olmasa da, Abdullah Gül liderliğinde siyasi hayatına devam edecektir.
Muhalefette ise, önceki hafta belirttiğimiz gibi, kazan kaynamaya başladı. Bu kavganın CHP de iyice açığa cıktı. MHPde pek çatlak ses duyulmasa da,Genel Başkan D. Bahçelinin,çıktığı tüm seçimlerde partililerini sukutu hayale uğratmasına rağmen, yenilginin akabinde 2015 de icabına bakarız demesi ne derece inandırıcı olur,bilmem; ama siyaset üretmeden,kendi doğrularını halka anlatmadan,iktidarın yanlışları üzerine söylem geliştirerek iktidar hayalleri kurarsan, daha çok 2015ler gelip geçer
CHP artık kendi konumunu gözden geçirmesi gerekiyor. Levent, Şişli, Çankaya ve bizim Bahçeli evler gibi zengin bölgelerde CHP var, daha alt gurupların yaşadığı bölgelerde CHP yok. Böyle sosyal demokrat parti olmaz. Avrupa da böyle sosyal demokrat parti yok. İngiltere de fakirler işçi partisine oy veriyor. Ya Türkiye de?
Bu gerçekler karşısında muhalefetin seçmen bizi anlamıyor diye seçmeni suçlanmaması lazım. Ya sen seçmeni anlıyor musun? Ona umut olacak bir söylem geliştiriyor musun? Diye sorarlar adama !..
Biz, her seçimde olduğu gibi, kimin kazanacağından daha ziyade ülkemizin kazanmasını arzu ediyoruz.
Bu seçimin sonunda, Ak Parti de genel Başkan değişimi ile, daha yumuşak bir dilin öne çıkacağını, daha kuşatıcı olacağını, muhalefetin de, artık kına getiren Erdoğan karşıtı söylemlerden çıkıp, halka, iktidarın yanlışları ile beraber, kendilerini anlatacak bir söylem geliştirip, daha akılcı muhalefet yapacaklarını düşünürsek, bu seçim neticesinin de ülkemiz için bir kazanç olduğunu söyleyebiliriz.
Türk tarihinin ilk Devlet Başkanlığı seçiminin Türk ve İslam alemine, tüm insanlığa hayırlı olmasını dilerim