Bahar müjdecisi cemreler ve doğanın cazibeli tomurcuk ve çiçek açan bitkilerini inceleyen fenoloji yasaları sıralanıp gönüllerimizi okşamaya başlıyor.
Bir yıldır küresel anlamda Bolu’da yaşayan bizlerle , Roma’da, Paris’te yaşayanlar pandemi kısıtlamasıyla hayli bunaldı.
Nitekim, gezip görme fırsatını bulamadığım Paris Ulusal Doğa tarihi Müzesi elemanı ekoloji profesörü Philippe Clergeau’ ya göre ; kısıtlamanın ilanıyla Paris’te 24 saat içinde yeşil doğaya geçmek isteyen yaklaşık % 20 Paris’li şehri terk etti !
“Bu salt sosyal eşitsizliğin ifadesi değil, aynı zamanda şehrin insanların ihtiyaç duydukları her şeyi sağlayamadığının bir kanıtıdır. Benim için kısıtlamanın derinlemesine vurguladığı şey ; varlıklarımızın yakınlığına , içgüdüsel bir ihtiyaca atıfta bulunan bir doğa arzusudur .Ve Eduard Wilson’un 1984 yılında biyofili olarak adlandırdığı şey ,insanın doğayla bağlantı kurma eğilimidir. ” demekte ve ortak bir düşünceyi bizimle paylaşmaktadır.
Burada akla şu soru geliyor : Ormanlar şehire nasıl getirilir ?
MİYAWAKİ MİKRO ORMAN NEDİR , NE DEĞİLDİR ?
Bu yenilikçi dikim yöntemi , kentsel topraklarda veya sanayileşme nedeniyle bozulmuş topraklarda bölgeye özgü yerli türlerden bitki örtüsü oluşturmayı amaçlamaktadır.
Japon botanikçi ve doğa bilimci Akira Miyawaki (şu anda 92 yaşında) tarafından geliştirilmiş ve 1971 yılından bu yana yaklaşık 1800 adet mikro orman tabir edilen korular 15’ ten fazla ülkede yapılandırılmıştır.
Miyawaki , 1950’li yıllarda kaybolmaya yüz tutmuş tüm yerli ağaç türlerinin izini sürerken yüzyıllarca Budist Tapınaklarını çevreleyen Chinjo-no-mori olarak bilinen Japon kutsal ormanlarında,birincil ormanların bu kalıntıları üzerine yaptığı çalışmalardan kalıcı bir tohum bankası inşa etmeye koyulur. Bu yerleşme ve menşelerin topraklarının yapısına göre sınıflandırılan 10 milyondan fazla tohumdan oluşur.Daha sonra beş aşamadan oluşan Miyawaki yöntemini geliştirdi ; Yerli ve baskın türlerin koleksiyonu,fidanlıkta üretim,dikim sahasının hazırlığı, katılımcı dikim, üç yıl sıkı takip.
Belçikalı biyolog ve doğa bilimci, kent ormanları tasarımcısı,Nikolas Brabandere ise(Paris-MatcH).20209 , bu ormanların uygulayıcısı da olmuş ve şu özelliklerini özetlemiştir:
-“ Bu tür orman modellemesi sayesinde çok hızlı bir şekilde işlevsel bir ekosisteme ulaşmak için bitki sırasını hızlandırabiliriz.-Bu teknikle ormanın yeniden inşası,10 kat daha hızlı elde edilmekte. Bu işlevsel bir yakınlık doğa ile- yeniden bağlantı kurmayı- olanaklı kılar.
Bu tür ormanlar, 100-3000 m2 arasında değişen alanlara dikilir. Bu tesisi yapmak için yerel çevremize adapte olmuş 30’ a yakın yerli türün fidanları kullanılır. M2 başına üç fidan dikeceğiz. Ama önce toprağın kalitesini iyileştirmeli, düzeltmeler, gübre ,kompost, ağaç kabuğu ekleyerek gevşetmeliyiz. Dikimde yerel halkın mutlak iştiraki söz konusudur.
-Üç yıl boyunca bakım işlemleri sürdürülür. Bu tür bir projenin maliyeti bir şirkete yaptırırsak m2 başına 25-50 Euro etmektedir. Elbette geleneksel ormancılık tekniklerinden daha pahalıdır.
-Miyawaki yönteminde orman tehlikelere karşı daha dayanıklıdır. Türün yoğunluğu,sıcaklık değişimlerinden daha iyi koruyan bir mikro iklim yaratır.
-Avrupa’da bu Miyawaki yöntemi moda oluyor. özellikle Fransa’da projeler çoğalıyor.Ama dikkat edin ! Tüm kentsel ormanlar Miyawaki tipi ormanlar değildir. Örneğin bazıları meyve üretecek ve gıda yaklaşımı olan ağaçlar dikerler. Bu kelime yanlış ifade edilmemelidir “ diye dikkati çekmektedir.
Diğer yandan Fransa’nın saygın araştırma kurumu İNRAE’nin ekolojist ve genetikçi araştırmacılarından B.Castagneyrol ve Ark. (25 şubat 2021.)makalelerinde ; mikro ormanın gerçekte orman tanımı olamayacağını ileri sürmüşlerdir.Araştırmacılar ; amacımız ve ormanların kentsel nufuslara sunduğu çok sayıda ekolojik hizmeti inkar etmek ,hatta şehirlerin yeniden bitkilendirilmesi meselelerine meydan okumak değil. Sadece ağaca ağaç, koruya koru, ve ormana orman demeliyiz. En iyi ihtimalle mikro orman bir tezattır, en kötü ihtimalle bilim kisvesi altında kişinin vicdanını temizlemenin bir yoludur” demektedirler. Ancak genel eğilimle küçük ormanlar, daha düşük biyoçeşitlilik barındırır ve büyük ormanlara göre bozulmaya karşı savunmasızdır. Bir endişemizde vergi mükelleflerine ve temsilcilerine nasıl satıldığı konusudur. Bilimsel olmaktan çok pazarlama kavramı gibi gözükmekte … diye görüşlerini belirtmektedirler.
Özetle, betonla boğulan şehirlere temiz bir soluk sağlayacak küçük özel ağaçlandırmalara ”mikro orman” demesek bile , doğru kullanıldığında şehir sakinlerinin moralitesine ve hatta doğal çevreleriyle - yeniden bağlantı kurmalarına- katkı sağlayabileği kesindir.
Sağlıcakla hoşca kalınız.