İnsanlığın varlığından bu yana kazalar olmuştur. İnsanoğlu yaşadıkça da olmaya devam edecektir. Çalışma hayatının çok girift ve karmaşık bir hal aldığı günümüzde: huzurlu ve güvenli bir çalışma ortamı içinde çalışmak sağ ve salim görevi tamamlayıp yuvasına gitmek, ailesine kavuşmak herkesin arzu ve isteğidir.
İnsanların hırs ve arzuları birey olarak sorumluluk veya sorumsuzlukları, kazanma hırsları, bazen kuralları hiçe saymalarına neden olabiliyor.
Devlet (özellikle sosyal devlet) vatandaşlarının huzur ve mutluluğu toplumsal barış ve refahın temini açısından kanunlarla yaptırım getirmesi bu yaptırımları da denetlemesi hayata geçirilmesini sağlaması gerekiyor.
Çalışma hayatında teknolojideki gelişmelere rağmen insan hala en önemli unsurdur.
İnsanın çalıştığı ortamların onun sağlığı ve güvenliği için uygun olması bu yönde her türlü tedbirin alınması ve alınan bu tedbirlere de çalışanların mutlak suretle uymaları, uygulamaları gerekmektedir.
Ülkemizde yapılmış kanuni düzenlemelere, alınmış tedbirlere rağmen her yıl binlerce insanımız çalışma hayatında geçirdiği İŞ KAZALARI ile hayatını kaybetmekte, sakat kalmaktadır. Milyonlarca ekonomik değerde heba olmaktadır.
NEDEN SONUCA ULAŞAMIYORUZ
Çalışma hayatının tarafları; devlet, işveren ve çalışan (işçi veya memur)dan oluşmaktadır.
Devlet çalışma hayatını ilgilendiren hususlarda kanun, yönetmelik, tamimlerle düzenleme yapmakta ve çalışma bakanlığı kanalıyla bu düzenlemelerin hayata geçirilmesini denetlemekte, uymayanlara ceza uygulamaktadır.
Çalışma hayatının diğer tarafındaki işveren: iş güvenliği ve işçi sağlığıyla ilgili tedbirleri almak ve çalışanlarında bu tedbirleri uygulamasında sorumludur. Ancak bu tedbirlerin işletmelere ciddi maliyetleri olmaktadır. İşletmelerin bilinç düzeyi ve mali güçleri yetersiz olduğu durumlarda alınan tedbirler işletmelerin önüne yeni maliyet unsurları çıkarmaktadır. Bazı işletmeler ise bilinçli olarak alınması gerekli tedbirleri almamaktadır. Son mevzuat düzenlemeleriyle iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi uygulaması bu yönde sızlanmaları arttırmış, derde deva olmamıştır.
Devlet işçi sağlığı iş güvenliğiyle ilgili hususlarda vergi, pirim ve mali destek vermektedir. Uygulamaların denetimini akredite denetim kuruluşlarına yaptırmalı ve bu denetimlerin mali yükünü azaltacak teşvikler uygulamalıdır.
İşçi sağlığı ve işçi güvenliği ile ilgili hususlarda, işçilerin eğitimleri ya hiç yoktur ya da genel bilgi niteliğindedir. Eğitim zorunlu hale getirilmelidir.
Çalışanların iş güvenliği ve işçi sağlığı kurallarına bakışları ve uygulamaya koymaları hususunda ki yaklaşımları tevekkül niteliğinde olup: Bu tedbirde nereden çıktı? Bize bir şey olmaz Allahın dediği olur. Onun vermediğini kimse veremez. Almadığını kimse alamaz. Anlayışı maalesef tüm insanımıza yerleşmiştir. Bu anlayışın yerini eğitim uygulama ve uygulatma almalıdır.
En güzel kanun, en yönetmelik çıkarılsa uygulama için alt yapı oluşturulsa bile uygulayıcılardan bir veya birkaçı uygulamasa bugün olmasa bile başka gün başımıza kaza gelebilir.
Somada ki kaza çok büyük ve çok ocak söndürdü. Televizyon ve basın acıları sömürü ve magazin haline getirip esas hususların tartışılmasını perdeliyebilir. Bu ölenleri geri getirmediği gibi, bundan sonra olacak kazaları da durdurmaz. Konuyu siyasete malzeme yapmadan, çarpıtmadan, birbirimizi yıpratmadan enine boyuna tartışıp sonuç alıcı uygulamaların önü açılmalıdır. Konu birilerini üzerine yıkılarak çözülmüş olmaz. Devlet, işveren ve çalışan kesimlerin sorumluluklarının tam ve eksiksiz belirlenmesi için: devletimiz öncülüğünde tarafların ve konunun uzmanlarının katılımı ile İŞÇİ SAĞLIĞI-İŞ GÜVENLİĞİ VE ÇALIŞMA HAYATININ HUZURU, BARIŞI İÇİN BİR ŞURA oluşturulup, çıkan sonuçların zaman geçirmeden uygulamaya konması sağlanmalıdır.
Siyasetçiler, aydınlar, sivil toplum kuruluşları, sendikalar(işçi-işveren) üzerlerine düşeni yapmalıdırlar.
Bu acılarda 76 milyonun az yada çok payı vardır. Ama esas pay yöneticilerin-ilgili taraflarındır.
İnsan olmanın erdemine sahip herkesin hiçbir vatandaşımızın mutsuz olmasını arzu etmeyeceğini biliyorum.
Hakkın-adaletin tecellisi sözle olmaz, uygulama ile olur. Kazanın nedenleri iyi araştırılıp gereği yapılmalıdır. Allah, milletimizin başına bu ve benzeri felaketler vermesin. Milletimizi acılardan korusun, yakınları şehit olanlara sabır versin, şehitlerimizin mekanı cennet olsun.
Milletimizin başı sağolsun!
16.05.2014
Yorum yazarak Bolu Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Bolu Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.