Ülkemizin kaderini ve Türk siyasi tarihini değiştirecek kadar önemli gördüğümüz halk oylamasına saatler kaldı. 16 Nisan günü sandığın başına gidecek, elimizi vicdanımıza koyarak ülkemizin ve çocuklarımızın geleceği için en doğru kararı hep birlikte vereceğiz.
Batı ülkelerinde çok rastladığımız referandum alışkanlığı bizde pek yoktu; ama demokrasinin vazgeçilmezi olan referandum geleneği yeni yeni oluşmaya başladı. Artık kararlar bazı gizli mahfillerde alınmak yerine, halka sorulmaya başladı. Bunu iyi bir gelişme olarak değerlendirebiliriz.
Yıllardır yazıyorum. Pek çok genel, mahalli seçim ve bir kaç referandum geçirdik. Genelde bu seçimler öncesi son değerlendirme yazısı yazar, bir tahminde bulunmaya çalışırım. Meseleye tek yönlü değil de farklı yönlerden bakarak analiz ettiğimiz için pek yanılmadım: yani argo değimiyle çuvallamadım, bu arada epey iddia kazandım. Bu referandum da ise, birkaç puanlık artı ve eksilerin sonuçları tamamen değiştireceği için, tahminde bulunmakta zorlanıyorum; ama son haftalardaki gelişmelere baktığımızda “evet” oylarında kayda değer bir artışın gözlendiği, neticenin yüzde 55 bandına doğru yaklaştığını söyleyebilirim. Haa “evet” oylarındaki birkaç puanlık eksi ile “ hayır” oyları öne geçerse, buna da “ale’rra’si ve’l-aynı” yani “baş göz üstüne” deyip milli iradeye saygı gösteririz. Evet’te olsa, hayır da olsa, son sözü söyleyecek Türk milletidir. Önemli olan milli iradedir, gerisi angaryadır.
Şunu açıkça söyleyebiliriz: Bu referandum da değişim ile statüko o küçük oy pusulalarında buluşuyor. Evet’mi, hayır mı? Bu siyasi tarihimizin en önemli sorusu… Bu sorunun cevabı gelecekte büyük kazanç vaat etmektedir.
Bu kazancın ne olduğunu son üç yazılarımızda açıkça yazdık. Bunları tekrar etmek istemiyorum.
Bizim derdimiz şu ya da bu şahıs değil, filan parti değil. Bu ülkede öyle bir sistem kurulsun ki, bu sistemle ülke de istikrar ve güveni yakalasın, geçmişte bizim yaşadığımız sorunları; yani istikrarsızlıkları, ekonomik krizleri, örtülü ve açık darbeleri bizim çocuklarımız yaşamasın. Ankara’daki kirli oyunlarla, Refah yol da olduğu gibi, iktidarlar değiştirilmesin diyoruz. Yamalı bohçaya dönen mevcut sistemle devam etmenin mümkün olmadığına işaret ediyoruz. Artık bizzat halkın kendisi iktidarı tayin etsin, diyoruz.
Halkımız ilk defa bu şansı yakalamış bulunmaktadır. Zannediyorum, halk bu şansı değerlendirecektir.
Bu gerçeği gören Batı dünyası bütün gücü ile bu değişimin olmaması için adeta yırtınır. Bu kadar çırpındığına göre bu değişim ülkemiz iyiliği için atılmış bir adım olduğunu anlıyoruz. Alfabemizdeki bütün harfleri kullanan şerir, terör örgütleri yurt içinde ve yurt dışında var güçleri ile hayır cephesinde yeri almaları hayrın bize hayır getirmeyeceğini gösteriyor.
Şayet başarırlarsa bütün güçleri ile daha çok üzerimize gelecekler, ülkemizi daha çok karıştıracaklar, yıpratacaklardır ve bunun zararını hepimiz çekeceğiz.
Mevcut iktidara karşı elbette ilkesel ve etik eleştirilerimiz olabilir, bunları önemsiyoruz; ama sırf uyarı yapmak amacıyla da olsa “hayır” oyları uyarının ötesinde büyük bir tahribata sebep olacaktır. Eğer mevcut iktidardan hesap sormak isteniyorsa en geç 2019 da seçim olacaktır. Eleştirilerin gereğini yapmazlar ise o zaman gerekli l,ikazı yapmak mümkündür. Öyle kaptanı sevmiyorum diye gemiyi bilinçsiz bir şekilde batırmanın bir anlamı yoktur.
Şahsen, bazı dostlarım tepki duysalar da, inandığım doğrular bunlar…
İnandığım doğruları yazmaktan başka da bir seçeneğim yok.
Son olarak bu referandum da gördüğüm tespitleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bu gün Avrupa ve Amerikan basınında, son dönemde yapılan seçimlerde yaşanan yalan haberler; gerçek ötesi abartılı iddialarla ilgili taştırmalar yaşanıyor. Yalanda olsa sözü söyle, inanan insanlar olabilir. Bu yöntem maalesef bu referandumda fazlasıyla kullanıldı. Söylenen bu yalanların ne kadar getirisi olacak seçimde hep beraber göreceğiz.
Ve yine, daha önceki seçimlerde Ak Partililer ev ev dolaşıp bir şekilde halkla temas kurup sohbet ederlerdi. CHP’liler ise pek kendi gettolarının dışına çıkmazlardı. Son Yıllarda CHP’lilerin yaşlısı ile genci ile mahalle mahalle, ev ev gezerek halkla birebir temas kuruyorlar, düşüncelerini yılmadan usanmadan anlatıyorlar. Yakinen tanıdığım 70 yaş üzerinde iki hanım abla evime kadar gelip broşür vermesi dikkatimi çekti. Kendilerini bu özverili çalışmalarından dolayı tebrik ettim. Ve yine CHP’li bir dostum “ bir aydır çalışmaktan baldırlarım ağrıyor” derken oldukça mutlu idi.
Peki Ak Partide var mı böylesi iddialı, inandığı dava için çalışan?
Demek ki“Evet” kazansa bile bu Ak Partililerin çalışmasından değil halkımızın sağduyusu ve feraseti sayesinde gerçekleşecektir.
Referandumun ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum.
Kalın sağlıcakla…
Yorum yazarak Bolu Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Bolu Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.