Bülent Bey, gazetemizde Boluspor Başkanı kim olsun diye başlattığımız ankette, şu ana kadar 736 oy kullanılmış. Her iki Başkan adayına da % 41 oranında oy verilmiş. % 16lık bir dilim ise iki adaya da oy kullanmamış, ikisi de değil demiş. Siz bu tabloyu nasıl yorumluyorsunuz?
Bu anketin sonuçları aslında beni çok şaşırtmadı. Kamuoyunda Yılmaz Becikoğluna karşı bir şey var. Yani, Yılmaz Becikoğlu gelsin, başkanlık yapsın diyenler var. Yılmaz amca farklı bir kişilik olduğu için böyle bir söylem var. Ankete 736 kişi katılmış. Kongrede 200 kişinin oy kullanacağını varsayarsak; bu, Bolu koşullarında iyi bir rakam. Emin Semercioğlunu kamuoyu, spor camiası, yeni dönem tanımıyor. Ankette oy kullananların yaş ortalaması bence 25 35 arasıdır. 25 yaşındaki bir insan Emin Semercioğlunun dönemini bilmez. Yılmaz Becikoğlunu da bilmez. Ama Yılmaz Becikoğlunu sivri çıkışlar yapan biri olarak, isim olarak bilir. Emin Semercioğlu biraz geç ortaya çıktı. Kendisi Bolunun önde gelen işadamlarından. Ayrıca BTSO Başkanı. İnsanların kafasında, Semercioğlu bu iş yoğunluğunda bir de Boluspor Başkanlığını götürebilecek mi diye bir soru işareti var. Yılmaz Becikoğlunun sivri çıkışları mesela Yarenlerin çok hoşuna gidiyor. Tribünler bu tür söylemleri seviyor. Mevcut yönetimin yüzde 60ı Semercioğlunu destekliyor. Şunu söylemek zorundayım, mevcut yönetimin içinden 10 - 15 isim Becikoğluna oy verecek. Yönetimin içinde bazı isimlerin kişisel rekabeti bu seçim ortamında öne çıktı. Yönetimin içinde bir çatlak var, bunu Emin Semercioğluda fark etti. Kimse darılıp, gücenmesin, yönetimin içinden çıkan adaylar, zaten yönetimin bölünmesine neden olmuştur. Demek ki Boluspor yönetiminde birlik, beraberlik Necip Çarıkcı ile varmış. Yılmaz Becikoğlu herkesin tahmin ettiğinin çok üzerinde oy alacak. Ben bunu ısrarla söylüyorum.
Süha Bey, mevcut yönetim kendi içinden bir Başkan adayı çıkaramaz mıydı? Yaşanılan bu süreçte, niçin yönetim içinden bir isim üzerinde uzlaşma sağlanamadı?
Öncelikle bu yönetimin içinden başkanlık yapabilecek kapasitede isimler vardı. Ancak bazı isimlerin kendi kendilerine adaylıklarını açıklamaları, diğerlerinin önünü kesmiştir. Yani bir Ercan Albayrakın lüzumsuz ve zamansız çıkışı, yönetimde başkan olmaya en yakın kişilerin adaylığını açıklamasını engellemiştir. Ardından da bu yönetimin içinden gayrı ciddi adaylar çıkmıştır. Bu gelişmeler asıl Başkan olması gereken insanların tavırsız kalmasına sebebiyet vermiştir. Bu diğer sebep ise Necip Çarıkcının kararını geç vermesidir. Biliyorsunuz Necip Çarıkcı epeyce bir geldi, gitti. Dönüp, dolaşıp, Çarıkcı tekrar Başkan olacaktır düşüncesi süreci etkilemiştir. Üçüncü faktör ise; biliyorsunuz biz bu sohbetlerde bazı mesajlar verdik. Spora dair sohbetler beklentimizden ve umduğumuzdan fazla bir ilgi gördü.Bu sohbetlerde dedik ki yönetimin içinden emanetçi Başkan modeli oluşmasın. Bu yanlış olur, böyle bir arayış içinde olmayın dedik. Bu işi Telekom ihalesine benzetmeyin mesajını verdik. Bunlarda süreci etkilemiş olabilir. Gelinen noktada Necip Çarıkcının da yöneticileri serbest bırakması lazım. Becikoğlunun da o insanları tamamen bir grup olarak görmemesi gerekir. Zaten Boluda kaç kişi yöneticilik yapabilir? 30 40 isim var. Dolayısıyla her iki tarafında başvuracağı insanlar bu 30 40 kişi etrafında döner durur. Burada esas olan insanların her iki listede de yer almamasıdır. Yani insanlar hangi listede karar kılacaklarsa, o listeye isimlerini deklare etmelidir. Örneğin biz Erdinç Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Durmuş Erdinçe de aynı soruyu sorduk. İki Başkan adayı da Durmuş Beye yöneticilik teklifinde bulunmuştu. Durmuş Bey iki başkan adayının listesinde de olmayacağını, ilerleyen dönemlerde Boluspora hizmet edeceğini söyledi. İnsanların bunları açıkça deklare etmesi gerekir. Çünkü bunlar geçmişte benim başıma da gelmiştir, sıkıntı yaratır. Başkan seçildiğim kongrede İnceayan listesine beni yazmış. Yusuf Yamanda yazmış. Ben Yusuf Yamana söz vermiştim. İnceayanın listesinde ismimi görünce şaşırdım. Başkan adayları bu konuda hassasiyet göstermesi gerekiyor. Onay alarak listelerine isim yazmalılar. Onayı alınmamış insanın ismini listeye yazmanın bir alemi yoktur.
Süha Bey, anketimizin şu ana kadarki sonuçlarını birde siz yorumlar mısınız ?
Bolu Gündemin anketini 13.500 kişi ziyaret etmiş. Bir okur iki kez oy kullanamıyor, ama sık sık girerek sonuçları takip ediyor. Bu anketin 13.500 insan tarafından izlenmesi şunu gösteriyor, Bolu Gündemin anketi 12den vurmuş. Kamuya mal olmuş. Ayrıca, Boluspor Kongresinin ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor. Anlaşılıyor ki Boluspor, Bolu için son derece önemli bir yapı, kurum ve değerdir. Onu yıpratmamanın gerekliliğini biz burada yaptığımız bu değerlendirme ile çok daha iyi anlayabiliyoruz.
Mustafa Bey, anketimizin sonuçları sizce nasıl bir mesaj veriyor ? Ayrıca yazılarınızda sürekli gündeme getirdiğiniz kurumsallıkla ilgili, Emin Semercioğlu da vurgu yapıyor. Emin Semercioğlunun bu söylemini siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Burada anket iki isim üzerinde gelişiyor. Sadece buradan baktığımızda kongrenin ortada geçeceğini görüyoruz. Bu çok ilginç bir durum. Ben bunu beklemiyordum. Anketten şu anlaşılıyor ki kamuoyunun kafası karışık. Ancak daha ortada projeler gözükmüyor. Yönetim henüz belirlenmemiş.Taraftar net projeler bekliyor. Yönetimin oluşabilmesi kulislerde olacak gibi gözüküyor. Kurumsal kimlik tabiî ki çok önemli. Başarının temel yolu kurumsallaşmadan geçer. Bu kurumsal kimliği ortaya çıkaracak Başkan adaylarının samimi olması gerekiyor. Samimiyette ancak icraatla olur. Şu anda ancak temenniler bazında gelişen Semercioğlunun kurumsal kimliği sahiplenen söylemini samimi bulmayı ümit ediyorum. Ancak sadece kurumsal kimlik lafını kullanarak başarının gelmesi mümkün değil. Semercioğlu bu kurumsal kimliği sahipleneceğim, bunun yolu herkese görev vermek, görev tanımlaması yapmak diyorsa, bunun ilk koşulu yönetim içinde yer alacak isimlerinde vizyon sahibi olmasıdır. Kaldı ki futbolun yapısı içinde federe olmuş bir futbol federasyonu var, UEFAya ve FİFAya bağlı. Federasyon aşağıya doğru kulüpleri de aynı formatta görmek isteyecektir.
Bülent Bey, geçtiğimiz akşam aynı saatlerde biri Termal Otelde, diğeri de Bizim Çiftlik Restaurantta organize edilen iki toplantı vardı. Siz her iki mekanda da bulundunuz. Bu toplantılar neyi amaçlıyordu? Yararlı olmuş mudur? Bize gözlemlerinizi aktarır mısınız?
Ben Termal Otele gittiğimde, Necip Beyin de toplantıya katıldığını görünce şaşırdım, ama hoşuma gitti. Ben Necip Çarıkcının toplantıya katılacağını beklemiyordum. Oraya bu kare bir daha bir araya gelmez diyerek, fotoğraf çekmek için gitmiştim. Becikoğlunun geçmişe dair bir sürü sitemi oldu. Necip Beyle kısa süreli tartışmalar yaşadı. Süha Beyle tartıştı. Yılmaz amca eski modeli savunduğu için, hala futbolun on yıl önceki gibi olduğunu düşünüyor. Federasyon Başkanını bir çocuk gibi değerlendiriyor. Bunlar bir Boluspor Başkan adayında olmaması gereken şeyler. Sonuçta Mahmut Özgener, Futbol Federasyonunun Başkanı. Her kulübün Federasyon Başkanına ihtiyacı olacaktır. Biz yıllardır lobimiz yok diye şikayet ediyoruz. Hakemlerden şikayet ediyoruz. Biz her zaman Federasyon Başkanına yakın olmalıyız. Termal Otelde herkes eteğindeki taşları döktü. Necip ağabeyinde sert çıkışları oldu. Hatta en sonunda masaya elini vurarak, espriyle; En iyi Başkan benim. Var mı bir itirazı olan dedi. Yılmaz Bey de Tamam, sen en iyisin ama bazı hatalarında var, bunları da kabul etmelisin dedi. Bence çok yararlı oldu. İnşallah bu gelişme kongre sonrasına da yansır. Bizim Çiftlikte ben çok acayip bir tablo gördüm. Orada AKPli ne bir yönetici, ne bir temsilci vardı. Bu çok ilginç bir nokta. Emin Semercioğluna da bir eleştirim olacak. Emin Bey sporun içine, siyasetin sokulmamasını savunuyor. Ancak ben o akşam AKPlileri göremedim ama, CHP ağırlıklı bir grup gördüm. İki Belediye meclisi üyesi, bir il genel meclisi üyesi gördüm. Bu da bence siyasetin Bolusporun içinde bir şekilde olacağını gösteriyor. Bir de duyumum var, AKPli bir milletvekilinin, ismini söylemek istemiyorum Yılmaz Becikoğlunu açıktan desteklediği kulağıma geldi. Son bir şey söylemek istiyorum, Emin Semercioğlu seçilirse kesinlikle emanetçi Başkan olmaz.
Serhat, sen bu kongre süreci başladığından beri Yılmaz Becikoğlunu destekliyorsun. Bazı yazılarında da bu konuyu işledin. Bu konuda net bir duruş sergiliyorsun. Cumartesi günü kongreden nasıl bir sonuç bekliyorsun ?
Ben, Bülent Velioğlunun biraz önce söylediği görüşlere katılmıyorum. Yılmaz Becikoğlunun on yıl önceki gibi düşündüğüne inanmıyorum. Tam aksini düşünüyorum. Örneğin Eskişehirspor maçında Bolusporun lobi eksikliği net bir biçimde ortaya çıkmıştır. Ben bu eksikliğin Yılmaz Becikoğlu Başkanlığında giderileceğine inanıyorum.
Yılmaz Becikoğlu altyapıya geçmişte de çok önem vermiştir. Süha Bey döneminde de bu uygulama sürdürülmüştü. Bu iki Başkan döneminde altyapıdan futbolcu çıkmıştır. O dönem yetenekli oyuncular vardı, şimdikiler yeteneksiz demek haksızlıktır. Önem verildiği dönemlerde altyapı başarılı olmuştur. Ben Becikoğlunun yine altyapıya gereken önemi vereceğine inanıyorum. Bu sebeplerden ben Yılmaz Becikoğlunu destekliyorum. Gerek federasyonda, gerek dışa karşı Bolusporu en iyi şekil de temsil edecektir. Bolusporun hakkını yedirmeyecektir. Cumartesi günü kongreden Yılmaz Becikoğlunun Başkan olarak çıkacağına inanıyorum.
