Libyada inşaat işçisi olarak çalışan Nuri Vuralın Libyayı da içine alan Ortadoğu ve Kuzey Afrikada ki yaşanan toplumsal hareketlilik ile ilgili tanık olduğu ayrıntıları kamuoyu ile paylaşmaya devam ediyoruz.
HABER: ZEKİ ERCİVAN
Nuri Vural, havaalanında mahsur kaldıkları dakikaları anlatmaya devam etti
İhtilalciler geldiler. Konvoy şeklinde. Araçlarından dışarı çıkmışlar,
ellerinde silah, başları açıktı. Puşili. Havaya mermi sıkıyorlar. Daha sonra bir
tanesi geldi bize Arapça, Size hiçbir zarar gelmeyecek. Burayı ele geçirdik.
Havaalanının bir kısmını ateşe vereceğiz. Onun için hiçbir panik yaşamayın. Bize
katılmak isteyenler varsa, katılabilirler dedi. Bingaziyi ele geçirdiklerini
söylediler. Yaklaşık 100 araç vardı. Kısa sürede ele geçirdiler ayın 19unda.
Ortalığı ateşe verdiler. İtfaiye geldi ateşi söndürdü. Bizim bulunduğumuz
binaları boşalttılar. Kapalı pazaryeri gibi bir yer vardı, bizi oraya
götürdüler. En az 2 bin kişiydik. Bize kuru ekmek su getirdiler. Meyve suyu
getirdiler. O kamp yerinde açlık çektik, havaalanına gittik açlık çektik
KANALİZASYON DİYE BİR ŞEY YOKTU
Yaşadıklarını açlığın bir nebzede olsa giderildiğini ifade eden Vural
Havaalanından sonra bizi kapalı bir alana götürdüler. Kuru erzak getirdiler
bize. Bisküvi, meyve suyu ve su getirdiler. Ardından da stada götürdüler, statta
olduk 4 bin kişi. Bize soru sorduklarında, Biz burada çalışıyoruz. Türküz.
Çatışmanın içinde kalmak istemiyoruz. Türkiyeye dönmek istiyoruz diyorduk.
Tuvalet sıkıntısı vardı. Kanalizasyon diye bir şey yoktu. Herkes rastgele
ihtiyacını gideriyordu. Sıkıntılar yaşadık. Bize battaniye getirip dağıttılar.
Kuru erzak dağıttılar. Hava geceleri soğuk. Araçlarla ayın 20sinde bizi alıp
havaalanına götürdüler. Havaalanının olduğu yerde Setafa isimli Türk firması
var. Biz orada onların kampına yerleştik. Bir kısmı içeri girdi, bir kısmı
dışarıda kaldı. Akşam saat 19.00da gemiler gelecekti, saat 00.00da geldiler.
Gemi o saatte gelince ilk gemiyle 1625 kişiyi bindirilebildi. Onu yüklemesi gece
saat 02.00yi buldu. İkinci gemiye biz bindik. Binmemiz saat 05.00i buldu. Saat
05.00te oradan ayrıldık. Bizim pasaportumuz yok. Biz isim ve soy isimizin yer
aldığı resimli bir form hazırlamıştık. Konsolosta bunu onaylamıştı. Gemiyle
Marmarise geldik. Bütün şirketlerin yetkilileri oradaydı. Bizim şirket Nalico
da bizi bir alana topladı. Bize İsteyen bu gece burada kalabilir, isteyen de
araçlarla memleketlerine gidebilir dediler. Ben de Boluya araç olmadığı için
Ankaraya geldim. Ankarada çocuklarım beni karşıladı, oradan buraya kadar
geldik dedi.
YEMEK YOKTU, SADECE KURU BİSKÜVİ VE SU DAĞITTILAR
Gemi yolculuğunda başına gelenleri anlatan Vural Gemi yolculuğu çok zordu. Gemi
de 1500 kişi vardı. Ağrı kesici hap bile yoktu. Eğer yolculuk 1-2 saat daha
sürseydi herkes fenalaşırdı. Yolculuk 24 saat sürdü. Yemek yoktu, sadece kuru
bisküvi ve su dağıttılar. Hasta olan başının çaresine bakmak zorunda kaldı.
Uzanıp buraya kadar öyle geldik. Bende de bulantı oluştu dedi.
KADDAFİ O ŞEHRE BAKMIYOR
Halkın tepkisini ifade eden Vural Kaddafiyi bilmiyoruz. Kaddafiyi sizler
kadar biliyoruz. Kaddafi Bingaziye 30 senedir gelmemiş, 30 senedir bir çivi
çakmamış. Bingazi Kaddafiye hep karşı çıkan bir şehir. Onlarda Kaddafiye karşı
çıktılar. Oraları biz gördük. Oraların gerçekten sorunları vardır. Haklılardı.
Ben onlara hak veriyorum. Keşke onlara elimden bir şey gelse de yardımcı olsak.
Sokaklar çöplük dolu. Kaddafi o şehre bakmıyor. Özellikle o şehre bakmıyor. Yer
altı şebekesi yok, sokakları çöp ve pislik dolu. Oysaki Bingazi Libyanın ikinci
büyük şehri. Nüfusu da 1 milyon yoktu dedi.
BİZDE ONLARA KATILDIK, ZAFER İŞARETİ YAPTIK
Kaldıkları süre zarfında şehrin içinde yaşadığı koşulları anlatan Vural Biz
oraları gezdik. Halkın ne tür bir işle uğraştığını bilmiyorum ama hayat devam
ediyor. Dışarıda kadın göremiyorsunuz, görsen de yüzü kapalıdır. Daha önce
Libyaya yerleşmiş Araplar vardır. Onlar Kaddafi taraftarıdır. Beyazlar
Kaddafiye karşı olanlardır. Ömer Muhtarın mezarı Beydağında oradaymış.
Kaddafi de Ömer Muhtara sahip çıkıp çıkmadığını da bilmiyoruz. Çünkü
televizyonlar, telefonlar çalışmıyor. Dünyadan haberimiz yok. Perşembe günü
olaylar oldu ve Salı günü biz orayı terk ettik. Arapça konuşuyorlardı. Biz
onların dilinden anlamıyoruz. Kaddafi Lota diyorlar ve zafer işareti
yapıyorlardı. Bizde onlara katıldık, zafer işareti yaptık dedi.
KAYBEDECEĞİMİZ BİR ŞEY YOK DİYORLAR
Tanık olduklarını anlatmayı sürdüren Vural İhtilalcilerin taleplerini Talepleri
Kaddafiyi düşürmek, oraya yeni bir başkan ve yeni bir düzen. Biz Bingazide
çalışmayı bıraktığımız esnada Trablusta çalışmalar devam ediyordu. Çalışma
Trablusta Pazartesi günü başlamıştı. Oraya da yayıldı ve oradaki
arkadaşlarımızda çalışmayı bıraktı. Bingazi, Beydağı, Sarayı aldılar ve en son
çatışma Trablusa gitti. Türkler o bölgede yoğunlukta buluyor. İhtilalciler
kazanacaklar. Kaddafinin işi zor. Eğer bizim gördüğümüz o hareket eğer devam
ederse Kaddafiyi asarlar, öldürürler. Yani halk ölümüne savaşıyorlar.
Kaybedeceğimiz bir şey yok diyorlar dedi.