Vay canına... Dolandırma yöntemlerinden biri
Geçtiğimiz hafta…
Düzce’den Bursa’ya dönüyorum…
Adapazarı’nda otobandan çıktım ve Bilecik tarafında direksiyon kırdığımda bir el işareti fark ettim…
Genç ten biri otostop yapar gibi bir hareket yapmış ve bende galiba onu fark etmişim…
Neyse durup aldım…
Ve aşağıdaki şekilde 20 kilometre devam ettik.
***
-Selamünaleyküm…
-Aleykümselâm delikanlı nerelisin?
-Ali Fuat Paşa’ya kadar gideceğim, olur değil mi?
-Ali Fuat Paşalı mısın?
-Yok, oradan daha ilerde Göynük tarafında…
-İyi ben Göynüğü bilirim, Temel Akşemsettin’i tanır mısın?
-Yok, ben çok iyi bilmem, aslında Taraklı tarafındayım…
-Taraklı’nın bir dönem belediye başkanı kadın mıydı?
-Ben çok iyi bilmem köylerinde yaşıyorum…
-Ya öyle mi hayat zor tabii…
-Bizim iki ineğimiz var, sütlerini satıyoruz çok az para geçiyor elimize..
-Peki, başka geliriniz yok mu tarlanız falan?
-Yok, anneannem çok yaşlı, bir de kız kardeşim var birlikteyiz sıkıntıdayız. Kız kardeşim el oyası yapıyor bana da bir kutu renkli oya ipi al dedi ama yanımda 10 lira var, kutusu 18 lira ama nasıl alacağım ki, değil mi?
-El oyasını kardeşin yapıyor ve onları satıyorsunuz ama köyde kim alıyor?
-Bir kadın haftada bir geliyor almak için ama benimde param eksik, bir on lira daha olsaydı en azından…
***
Tam bu noktada…
Sanki bana mesaj veriyormuş gibi geldi…
Adapazarı Bilecik arasında kısa mesafeli yerlerde senaryo hazırlayıp, bindiği arabalarda kendini acındırma yoluyla para kazanmaya çalışan biri olduğunu düşündüm bir anda…
Gideceğini söylediği yerleri bildiğimi anladıkça farklı yerler söylemesi üzerine kuşkulandım…
Ali Fuat Paşa, Göynük, Taraklı merkezlerini bildiğimi anlayınca bir köyden bahsetmeye başladı…
Fazla da bilgi vermeden aile dramlarını aka arkaya saydı…
Anneanne, inek, kız kardeş, hafiften çabalama ve parasızlık, el oyası ve iplikler ama parası yok, aç kaldık duyguları sırasıyla ağlamaklı olarak geldi…
Son anda kendisine “Allahın yardım edeceğini biraz çabalamanın gerektiğini” söyledim…
Zayıf ve mağdur ağzıyla iyi hikâye yazan bu genç kişinin Adı Mustafa’ydı…
Yol zamanı onun hikâyesiyle geçti…
Ali Fuat Paşa üst köprübaşına geldik ve durmamı istedi…
İndi arabadan, hiçbir ey söylemeden kapıyı sertçe vurdu ve geriye bakmadan yürümeye başladı…
Yavaşça hareket ettiğimde dikiz aynasından baktım…
Kızgın insanlar gibiydi…
Teşekkür etmedi.
***
Günde aynı yolu 5 defa kullanmış olsa..
Her defasında 20 TL oya ipliği kutusu parası verilmiş olsa…
Günde 100TL Allah bereket versin diye önce söylenir kendi kendine…
Sonra “Salaklar” diye de para verenlerin kulaklarını bile çınlatır…
Böyle düşündüm onun için.
Makale Yazısı-
Vay canına... Dolandırma yöntemlerinden biri
Yazar Hüseyin Kaya - Mesaj Gönder
Yorum yazarak Bolu Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Bolu Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.