08.07.2004
Su Dünyası Dergisi'nin Eylül 2003 tarihli ikinci sayısında çıkan "İşaretlerimiz Kaybolmasın" başlıklı yazısında bahsedilen noktalama işaretlerimizi günümüzde yaşadıklarımızla koalisyon yapmak istiyorum.
Günümüzde insanlar "virgülü" yazım ve konuşmada gündemden kaldırmışlar. Onun için zor cümleler kurmaktan kaçıyorlar. Basit cümlelerle konuşmaya başlıyorlar. Cümleler basitleştikçe düşünceler de basitleşiyor farkında değiller.
Gün oluyor "ünlem işaretini de" kullanmayı umursamayıp unutuyorlar. Konuşmalarını, alçak bir sesle ve ses tonunu değiştirmeden düz ayak yapmaya başlıyorlar, pek fazla dikkat çekmeyip sıradanlaştırdıklarının farkında değiller.
Bir bakıyorsunuz "soru işaretini" kullanmıyorlar. Hiçbirşeyi sormaz, sorgulamaz oluyorlar. Çevrelerindeki ve dünyadaki hiçbir değişim onları ilgilendirmez oluyor. Bir gün kendilerin kimsenin de umurunda olmayacağının farkında değiller.
Bir zaman sonra "iki nokta üst üste işaretini" unutuyorlar, kendi davranış sebeplerini başkalarına açıklamaktan vazgeçiyorlar. Sevgi ve acıya ait düşüncelerini paylaşımdan uzaklaştırdıklarının, kendi doğruları içinde hapsolup gittiklerinin, toplum içinde kaybolduklarının farkında değiller.
Gene bir bakıyorsunuz, yaşam çizgisi kısalmış elinizde yalnız "tırnak işaretinin" kaldığını görüyorsunuz. O zaman da çoktan herşeyin bittiğini anlıyorsunuz ama ne yazık ki dağarcıkta kendinize özgü hiçbirşeyin kalmadığını acısıyla yalnız yapayalnız kalınacağının farkında değiller.
Son olarak elinizde kala kala "nokta" kalacaktır diyorsunuz. Ne olursa işte o an oluyor. İşte o son noktayı koyma aşamasına gelindiğinde konuşmayı, konuşmak için düşünebilmeyi çoktan unutmuş olduğunuzun farkına varıyorsunuz ama vakit geçmiş oluyor.
İşte o zaman yalnız kaldığınızın farkına varıyorsunuz. İşte o zaman derdinizi, anlatamıyorsunuz. Sözlerinize kimse itibar etmiyor. İşte o zaman kimsenin kimseyi dinlemediğinden yakınırsınız. Eğer güç kaldıysa doğrularınızı baskı ve zorla kabule çalışır, sonuçta toplum içindeki saygınlığınızı yitirir, güven kredisini bitirir insanlık aleminden kaybolur gidersiniz.
İşte o zaman ne haklarınızı anlatabilirsiniz, ne de haklarını anlatmakta zorluk çekenlerin anlatmak istediklerini anlayabilirsiniz. İşte o zaman karmaşa olur. Huzur bozulur, mutsuzluklar başlar. İşte o zaman sevgi, saygı, güven yok olur.
Başarıdan söz etme olanağı ortadan kalkar. Zorla birşeyler anlatılmaya çalışılsa da, noktalama işaretsiz anlatımın bir anlamı olmaz!
Yorum yazarak Bolu Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Bolu Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.