
2010-2014 arası en tehlikeli süreç
Diyanet İşleri Başkanlığı ile Türk Kızılayı'nın işbirliğiyle hazırlanan ve toplum liderlerini afetlere karşı bilinçlendirme amacını güden Toplum Liderlerini Teşkilatlandırma Projesi semineri, dün Bolu'da gerçekleştirildi. Seminere katılan Prof
Olası afet zararlarını azaltmak için Kızılay şubeleri aracılığıyla yerelde kurumlar arası işbirliğinin geliştirilmesini sağlamak, toplum liderleri aracılığıyla toplumda afetlere karşı hazırlıklı olma ve sosyal sorumluluk bilincini oluşturmak için başlatılan proje kapsamında düzenlenen seminere, Ahmet Mete Işıkara'nın yanı sıra Bolu Müftüsü Yaşar Yaprak, Vali Yardımcısı Cemal Yıldızer, Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, Doç Dr. İsmail Karagöz, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türk Kızılayı'nın bazı yetkilileri ile kaymakamlar, eğitimciler ve din görevlileri katıldı.
Deprem gerçeği kabul edilmeli
Deprem Dede lakabıyla tanınan Ahmet Mete Işıkara, kendisine sürekli sorulan Deprem olacak mı?, Ne zaman deprem olacak? soruları yerine, Türkiye'deki deprem gerçeğinin kabul edilmesi gerektiğini ve bu gerçek göz önünde bulundurularak hazırlıkların ve çalışmaların yapılması gerektiğini ifade etti. Işıkara, Marmara'da potansiyel bir tehlike olduğunu da ifade ederek, 2010'a kadar olmazsa, 2010 ve 2014 yılları arasında bulunan tarihler Marmara depremi için en riskli süreçtir şeklinde konuştu.
Toplum liderleri önemli
Proje amacının olası afet zararlarını azaltmak için Kızılay şubeleri aracılığıyla yerelde kurumlar arası işbirliğinin geliştirilmesini sağlamak, toplum liderleri aracılığıyla toplumda afetlere karşı hazırlıklı olma ve sosyal sorumluluk bilincini oluşturmak olduğu belirtildi.
Seminerde Türk Kızılayı'ndan Funda Gülay Ünal'ın projenin amacını ve hedefini anlatmasının yanı sıra Diyanet İşleri Din Hizmetleri Başkanı Mehmet Bekaroğlu ve Prof. Dr. İsmail Karagöz, olağanüstü durumlarda dini inancın ve din hizmetlerinin önemine değindiler.
Bolu'da yeni binalar iyi etüt ediliyor
Konuya ilişkin kısa bir konuşma yapan Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, Bolu'nun Kuzey Anadolu fay hattının üzerinde olmasından dolayı altyapı ve zemin çalışmalarının bu durumu göz önünde bulundurarak yapılmasının önemine değindi. Bolu'da olası bir depreme karşı profesörler ve inşaatçılarla ortak bir çalışma yapıldığını ve yeni yapılan binaların çok iyi etüt edildiğini belirten Yılmaz, Yeni binalarla eski binalara bakarsanız, aradaki farkı görürsünüz dedi.
Depremde meydana gelen can ve mal kayıplarında kimin suçlu olduğunu tespit etmenin eskiden zor olduğunu söyleyen Alaaddin Yılmaz, Bu durum 1999'da meydana gelen depremde yaşandı. Maalesef suçu olmayan bazı insanlar da hapiste yattı. Fakat artık yapı denetim çalışmasıyla inşaat firmaları bütün sorumluluğu kendi üzerlerine aldılar. Artık meydana gelebilecek bir hasarda sorumlu tespit edilebilecek şeklinde konuştu.
Daha önce anlatsaydın annemi kaybetmezdim
Deprem Dede lakabıyla tanınan Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara ise projenin önemini anlattığı konuşmalarına bir hatırasını anlatarak başladı. Işıkara, 1999 depreminin ardından depremzede bir çocuğun kendisine Sen daha önce neredeydin? Daha önce bizi bilgilendirseydin ben annemi kaybetmezdim dediğini söyleyerek toplum liderlerine İşte bu yüzden siz çok önemlisiniz diye seslendi. Işıkara kendisine sürekli sorulan Deprem olacak mı?, Ne zaman deprem olacak sorusu yerine, Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğunu hatırlatarak, Bu soru yerine deprem olacak gerçeğini kabul etmeliyiz. Deprem öncesi hazırlık yapmalıyız dedi. Işıkara, Türkiye'de her 7-8 yıl da bir 7-9 büyüklüğünde deprem olduğunu da kaydetti.
Marmara'da potansiyel bir tehlike var
Ahmet Mete Işıkara, Kocaeli ve Bolu depremlerinde net tarihler verdiğini hatırlatarak, Yapmış olduğum bir olasılık çalışmasına göre, bu deprem yarın da olur 1 ay sonra da olur; ama 2010'a kadar olmazsa, 2010 ve 2014 yılları arasında bulunan tarihler Marmara depremi için en riskli süreçtir. Şimdi burada sade vatandaş olarak beni ilgilendiren konu şu Marmara'da potansiyel bir deprem tehlikesi var mı? Var. Ve ben bu depreme hazır mıyım? Bireysel olarak hazır mıyım? Dolayısıyla kurumsal olarak, devlet olarak hazır mıyız? Esasında bizim daha çok bunların üzerinde durmamamız lazım. Yani artık şu gerçek Marmara'da potansiyel bir deprem tehlikesi var. Yani bunu kimse yalanlamıyor dedi.
Türk Kızılayı'nın olası felaketlere karşı her zaman hazırlıklı olduğunu ifadeden Işıkara, Deprem nerede olursa olsun, Türk Kızılayı hemen oraya gider ve tüm imkanları seferber eder dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.