
Mustafa Öz
Boluda seçim öncesi siyaset hareketleniyor
Demokrasinin olmazsa olmazlarından birisi hür iradeli seçimlerdir. Çok şükür ki en iyi becerebildiğimiz işlerden birisi seçim yapmaktır.
28 Mart seçim süreci başladı; her şey belirlenen takvime göre ilerliyor. Ancak partilerin aday tespit şekilleri, tüzüklerine koydukları hükümler, partiler kanunu, demokrasinin tam işlerliğini kısıtladığı yönünde eleştiriliyor. Halkın adayların tespitindeki etkinliğinin daha çok hissedilmesi isteniyor. Son yıllarda partiler kendi içlerinde temayül yoklaması yaptırarak, kamuoyu araştırması yaptırarak bu katılım eksikliğini gidermeye çalışıyorlar.
Boluda; özellikle CHP ve AKPde aday adaylığı yarışı yaşanıyor. Türkiyedeki yerel seçimlerde, muhalefet partilerinin toparlanamaması, halkın beklentilerine uygun düşünce ve program ortaya koyamaması nedeniyle, bütün gözlerin AK Parti ve CHPye çevrilmesine neden oluyor. Her dönemde iktidarın avantajlı olması; yerel seçimlerde AK Partide aday adayı bolluğu yaşanıyor. Boluda birbirinden değerli üç aday adayı yarışıyor. (Alaaddin Yılmaz, Ali Ercoşkun ve Tahsin Akduman) 18. 01.2004 Pazar günü temayül yoklaması yapıldı. Ayrıca kamuoyu yoklaması yapılacakmış. Bütün bu yoklamalardan sonra da; teşkilatlarca, milletvekillerine sorulup yetkili seçicilerce ADA tespiti yapılacakmış. İnşallah Bolu için hayırlısı olur.
CHPde eski İl Başkanının da aday adaylığını açıklaması ile aday adaylarının sayısı ikiye çıktı. Ancak bu partide bir çelişki doğdu kafalarda. Sayın Deniz Baykalın BOLUyu ziyaretinde şu anki Belediye Başkanını aday olarak açıklaması biraz kafaları karıştırdı. Sayın Nihat Başerin çıkışı ile bu karışıklık daha da belirginleşti.
Partiler için önemli olan; aday tespitlerinden ve seçimden yara almadan çıkmaktır.
Ülkemizde demokratik teamüller tam oturmadığı için; aday tespitinden ve seçim sonuçlarından hoşlanmayan darılan kırılanlar oluyor. Bu durum partilere, ülkeye zarar veriyor. Umarız bu şekilde olmaz.
DYP, MHP, ANAP, BBP, GPnin ve diğer sol partilerin aday adayları, seçim yarışı yerel basında da ve ulusal basında da hiç ilgi görmüyor. Bu demokrasi adına pek de hoş değil!
Türkiye solda CHP, Merkez sağda (muhafazakar demokrat) Ak Parti ile 28 Mart seçimlerine gidiyor havası veriliyor. Siyasetin toparlanması, istikrarlı bir yapı için bu durum iyi olarak kabul edilebilir. Ancak gerek iktidar, gerekse muhalefet; ülke geleceği ile ilgili halkın beklentilerine uygun çözüm yolları ve uygulamalar getirmeleri halinde!
İktidar partisi bu seçimlerden alacağı oy oranına göre; parlamentodaki yerini daha da sağlamlaştıracak. Belki de icraatlarındaki TEREDDÜTLERİ yok ederek yoluna devam edecektir. Bu yönde yorumlar var!
28 Mart seçimleri; kamu yönetimi reformu açısından değerlendirildiğinde, ülkemiz ve partiler için çok önemlidir.
Seçim yarışının kazasız, belasız, demokrasinin gerektirdiği ölçülerde yapılması halkın iradesine göre gerçekleşmesi hepimizin dileğidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.