Yemek seçmeyi beceremem.
Bu beceriksizliğimi, yemek seçmeme, seçememe özgürlüğümü,
Galiba yatılı okuduğum Bolu Erkek Öğretmen Okulundan edinmişim.
Verilen harçlıklarımızın,
Önümüze gelen baklanın, kabuskanın marifeti belli idi.
Öyle, kantin, restaurant, hamburger takıntılarım hiç olmadı.
Cebim de, midem de,
Hep haddini bilirdi.
Okul yıllarında edindiğim bu zoraki, yemek seçmeme, seçememe özgürlüğüm,
En çok askere gittiğimde işime yaramış, yemek seçmeme alışkanlığım,
Aç kalmamak gibi bir lüksümün,
Özgürce yemek yiyebilmemin,
Nedeni olabilmişti.
Harçlıklarımın az olması,
O zamanlar;
Çocuksu dünyamın,
Küçük midemin özgürlüklerini kısıtlıyor olduğunu düşündürüyor olmasına rağmen,
Şimdi;
Her türlü yemeğin tadına varıyor olmayı,
Özgürlüklerimin bir parçası olarak algılıyorum.
Ve
Fakat,
Sadece yemeklerin tadına varmak, her yemekten tat alıyor olmak yetmeyebiliyor.
Ülkemin, benim, bizlerin daha fazla özgürlüklere, tatlara ihtiyacımız var.
İnsanlar,
Aşık olmayı, kendi değerleriyle yaşamayı, başarılı olmayı, çocuklarının mürüvvetini görmeyi, huzurlu bir tatili arzu ediyor,
Güzel sözler işitmeyi, barış içinde bir arada yaşamayı,
Birbirleriyle, akraba, dost, hısım olmayı,
Gerekirse şikayetçi olmayı, ya da memnuniyet duymayı hayal ediyorlar.
İstedikleri gibi yaşamayı,
Bu sıradan hayatı, kendi heyecanları, sosyal alışkanlıkları, kültürleri nezdinde sürdürmeyi düşlüyorlar.
Ne olacağına kendilerinin karar vereceği,
Kimsenin sen şusun, sen busun demeyeceği,
İnsan gibi yaşayabileceği,
Eşit ve özgür olabilecekleri,
Sıradan olmayı özlüyorlar.
Bize dair dertlerin, kendimize dair mutlulukların, ümitlerin, endişelerin olabileceği,
Fikir ve_veya inançlarından dolayı küçümsenmeyecek yaşamları arzu ediyorlar.
Bol sarımsaklı, mısır unundan mamul kaldırık dolması yiyelim,
Sonra gölgelik, serin bir yerde huzurla uzanıp;
Midemizin özgürlüğü kadar,
Yaşamın özgürlüklerine sıkı sıkıya sarılalım istiyorlar.
Evet,
Evet,
İstediğimiz sadece bu kadarcık.
Bırakın midemiz keyfinden savaşlar çıkarsın.
Hazımsızlık yaşayalım kendi dünyamızda,
Midemiz burkulsun,lakin başlar öne düşmesin.
Bu sıradan zevklerimizi çok görenler,
Hasım olmayı hedeflendiriyorlar.
Savaş çıkartmaya, nifak sokmaya çalışıyorlar.
Midemizi buran, burkan suni gündemlere, acı veren ilaçlara sarılıyorlar.
Sıcak bir pazar gününün bu öğle vaktinde,
Bahçemdeki, üzüm asmasının gölgesinde kendi sıradan özgürlüğümü yaşarken,
Bu zehir tacirlerine, önce akıl,
Sonra da..
Sarımsaklı yoğurt tavsiye ediyorum.
02.08.2010
Yorum yazarak Bolu Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Bolu Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.