Bolu Barosu'na kayıtlı olan Avukat Ayşe Albayrak ve Kardeşi Selçuk Albayrak’ın hakkındaki iddialar tükenmek bilmiyor

10 yıldır süren davada bir sonraki duruşma, 29 Eylül’e kalırken; duruşmaları olmamasına rağmen sanık kürsüsüne sürekli cübbesi ile katılan, Albayrak’ın geçtiğimiz hafta, karar aşamasındayken iki avukatını birden görevden azletmesi de davanın seyrini belirsizleştirdi.

MAĞDUR TEK TEK ANLATTI

Avukat Ayşe Albayrak’tan şikayetçi ve davacı olan ve aralarındaki hukuk mücadelesi 10 yıldır süren mağdur Ruhi Şiker, “2013 yılında işçilik alacaklarımı tazmin etmesi için noterden iş yerine çekmiş olduğum ihtarnameyi kendisine vererek bu işi çözmesini istedim. O da tamam çözeriz dedi. İhtarnameyle birlikte adamlarla görüştüğünü bu işi çözeceğini söyledi. Anlaşma aşamasında olduklarını belirtti.  Bana bilgi vereceğini söylemişti. Fakat parayı aldığında bana bilgi vermedi. Toplam 11 bin TL para almış bana 3 bin TL ödeme yaptı. Diğer kalanını kendisi almadığını iddia etti. Karşı taraf ise parayı verdiklerine dair ellerinde evrak olduğunu söylediler. Sonra karşı tarafla yüzleşme yaptık. Ben karşı taraftan evrakları istedim. Savcılığa suç duyurusunda bulunacağımı söyledim. Önce baroya başvurdum fakat barodan sonuç gelmedi. Daha sonra savcılığa suç duyurusunda bulundum ve savcılık dilekçemi kabul etti. Ankara Adalet Bakanlığı’ndan izin alınacağını söyledi. Adalet Bakanlığı’ndan izin alındıktan sonra soruşturmanın başlayacağını söylediler. Soruşturma açıldı dava başladı, ben de davalara katılmak istediğimi söyledim. Dava 2015’te açıldı o zamandan beri davalara katılıyorum.

“CEZALANDIRILMASINI İSTİYORUM”

Önce 8 yıl ceza aldı. Daha sonra hâkim iyi niyetten cezasını 1 yıl indirdi. İstinafa gönderdi. İstinaf kabul etmemiş. Ardından Yargıtay’a gitmiş. Yargıtay da 5-6 sene durdu dosya. Bozuldu geri geldi. Uzlaştırmaya göndermişler. Uzlaşamadık. Uzlaşamayınca dava tekrar devam ediyor. Şikâyetim devam ediyor. Cezalandırılmasını istiyorum.

Duruşmaları ertelemeye çalışıyor. Ne kadar geciktirebilirsem o kadar iyi diyor. Bunlar beraber aynı yazıhanede ablası avukatlık yapıyor kendisi de hafriyat işleriyle uğraşıyor. Bunların hafriyat işleri bozulunca ablasının icra takip işleriyle uğraşmaya başladılar. O sıra da birkaç esnaftan çek senet tahsil işleri yapmışlar. Bu esnaflarla görüştüğümde bulaşmak istemediklerini şikayetçi olmak istemediklerini söylediler.

“2 KARDEŞİ ABLASININ İCRA TAKİPLERİNİ YAPIYORDU”

Ayşe Albayrak’ın kardeşleri, Selçuk Albayrak ve Mehmet Albayrak ablasının icra takiplerini yapıyorlardı, kendim de gördüm. 2007, 2010 ve 2012’de bunlara belirli miktar bir para verdim. 2007’de 3500 TL bir para istediler. O zamanın parasıyla 1050 euro, 300 dolar, 1000 TL verdim. İlk iş makinalarını aldıklarında. 2010 yılında 10.000 TL para istediler. Daha büyük eski motor kepçe aldıklarını söylediler. Bu eski motor kepçeyi alabilmek için bankanın leasingine başvurmuşlar. Banka da leasing’e 10.000 TL para yatırmaları gerekiyormuş. Benim de banka hesabımda 22.500 TL vardı, 10.000 TL çekip verdim. Fakat kendisinden bir evrak istedim. Arabasında senet olduğunu oradan düzenleyip vereceğini söyledi. Gittik arabaya arabanın üzerinde senedi doldurdu. Bende acele ettiğim işe geç kaldığım için senedi tam kontrol etmedim. Senedi alacaklısı da, vereceklisi de kendisi olarak doldurmuş olduğundan habersizim. Beni bu olaylar olduktan sonra ablası icraya verdikten sonra fark ettim. Şikayetçi olamadım çünkü herhangi bir delil olarak mahkemeye sunamadım evrağı.

Toplamda 40.000 TL zararım var. O zamanın parasıyla. O zaman sıfır bir daire 40.000, 50.000, 60.000’e alınıyordu. Şu an 2+1 daire 2.000.000 oldu” ifadelerini kullandı.