
Mustafa Namdar
İsraf-Tasarruf ve Verimlilik-4
21.05.2004
12 Eylülün Devlet Başkanı Orgeneral Kenan Evrene, göreve davet yazımızdan bir nüsha da eklenerek 02 Ekim 1980 tarihli mektubunuz arzedilmiştir.
(...Serbest piyasa ekonomisi kurallarının sosyal patlamalara neden olmadan başarıya ulaşması beklenecek ise, ekonomiye uygulamaları ile büyük çapta yön veren özel teşebbüs kesimin, kendi kendilerini disipline etmeleri şarttır ve zorunludur. Serbest piyasa ekonomisinin diğer kurallarını sağlamış olsanız dahi, bunu sağlayamaz iseniz başarı imkansız olacaktır... Esasen bu kesimin temsilcisi Sanayi ve Ticaret Odalarının kendilerine yasa ile verilmiş böyle bir görevleri de vardır..) Bu görüşümüz kabul görmüştü.
...24 Ocak kararları, özel teşebbüs kuruluşlarını üretimde maliyet hesabı olduğunu düşünme mecburiyetinde bıraktı. Türk parası devalüe edildi. Takke düşmüş kel görünmüştü.
...İstanbul Sanayi Odasında zamanın beş Bakanı ile büyük katılımlı toplantı yapıldı. Burada da bütün konuşmalar hep istemek ve olmak yönünde oldu kimse vermekten bahsetmedi.
Bu toplantının izlenimini hürriyette yazan Hasan Pulura ilettim. Hür teşebbüs cephesinde yeni birşey yok başlığı ile şöyle yayınlandı;
...Şikayet ettikleri Ticaretten men cezasının, kendi yasalarında ve kendi yetkilerinde bulunduğunu unutanlar, bu ihmalin sürüklediği disiplinsizliğe karşı, hükümetin almak mecburiyetinde kaldığı önlemlerden şikayetçi iseler, en azından bunun sebebini kendilerinde aramaları lazım gelmez mi?.. Evet, o toplantıda acı ile gördüm ve yaşadım ki, sanki hiçbir şey değişmemişti... 12 Eylül Hür Teşebbüs cephesine yeni birşey getirmemişti.. (28 Şubat 1981)
Kamuoyunda 24 Ocak kararları adıyla anılan önlemler kısa zamanda etkisini kaybettiğinden o dönemin Başkanı Turgut Özala arzedilen mektup Hasan Pulurun köşesinde 30 yıllık sanayiden Turgut Özala başlığı altında Hürriyet Gazetesinde 15 Eylül 1981 tarihinde, Cumhuriyet Gazetesinde Özal halktan istediğini kendisi uygulamalı... başlığı altında 9 Kasım 1985te yayınlanmıştır.
Yüzlerce Sanayi ve Ticari kuruluşu bünyesinde barındıran, iş dünyamızın duayeni rahmetli Vehbi Koç 24 Ocak kararlarını çok iyi değerlendiren bir beyanatında, Bundan sonra artık yalnızca kaliteli üretebilen ve maliyetini düşürebilen yaşayabilecektir demiştir.
Ne var ki Hürriiyet Gazetesinde yayınlanan makalemizde anında bizden şu cevabı almıştır. (...Evvela, neden bundan önce değil de bundan sonra! İyi ve ucuz üretmek! Bu ticaretin ve sanayicinin alfabesi değil miydi?.. Bizlerin bundan önce de, dışa kapalı pazarımız içinde tüketiciye en iyisini ve en hesaplısını üretmek mecburiyetimiz yok muydu?..İkincisi, bu kuralı şimdi bize hatırlatanlar kimlerdir? Vaktiyle unutturanlar kimler? Kötü örneklerimizi biz nereden, hangi uygulamadan, kimlerden aldık? Odalarımız, birliklerimiz, lider ve yöneticilerimiz yok muydu?..
1975 yılında başlayan yeni toplu sözleşme döneminde işçi sendikası önümüze beklenmedik ilginç bir teklifle geldi. İzzet Baysalın fabrikasında bundan böyle Teşvik Prim Sistemi uygulanmayacak ve bu toplu sözleşmenin bir maddesi olarak kaleme alınıp imzalanacaktı.
Açıkçası işletmemizde verimsizliğe onay vermemiz isteniyordu. Bu reddedildi ve sonuçta 1975de başlayıp 1977 ortalarında biten 750 işçiye 2,5 yıl süreli grev en uzun ve kapsamlı olarak yaşandı.
İzzet Baysal, ülkede tek üretici olduğu rakipsiz bir dönemde, büyük kayıplar pahasına verimsiz çalışmaktansa hiç çalışmamayı tercih ediyordu.
Verimlilik ilkesine bu derece bağlı bir özveri örneğini, hele bugünkü çıkar dünyasında bir daha görebilmek imkansızdır sanırım.
Kurduğu vakıf eliyle çok sevdiği Bolusuna kazandırdığı 116yı bulan eserlerini nasıl meydana getirdiğini özetlememi isterseniz, bunlar onun Planlı ve verimli çalışmasının ve tasarruf bilincinin eseridir dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.