Geçmişte çokça kullanılan ancak uzun bir süredir pek de karşılaşmadığımız sefer taslarını bundan sonra fazlasıyla görecekmişiz gibi duruyor.
Ülkede günden güne her gün her şeye gelen zamlar, çalışanın maaşını cebine girmeden erimesi, artan maliyetler sonrasında insanların artık dışarıdan bir yemek yemesi çok da mümkün olmuyor. İş yerinde mesai saatlerinde yemek verilmeyen insanlar önceden dışarıdan yemek yiyebiliyorken artık fiyatların erişilmez olması sebebiyle evinden sefer tasıyla yemek getiriyor. İş yerlerinde günlük yemeklerini yiyebilmeleri için yemek kartı verilen çalışanlar bu verilen kartın içerisindeki para ile mutfak alışverişini yapıyor.
Peki ya okula giden çocuklar? Onlarda da durum aynı. Okul kantinlerinde bir tost ve ayranın 50 TL olduğu söyleniyor. Özel okullarda ise yemek ücreti öğrenci başına 30 Bin TL. Bu ekonomik düzende orta sınıf bir ailenin her ay aldığı maaş ile bu ücretleri karşılayabilmesi mümkün mü? Değil. Bundan kaynaklı olarak da aileler çocuklarına sefer tası ile yemek gönderiyor. O sefer taslarının dolması da zor her geçen gün ürünlere gelen zamlarla ama en azından diğer duruma nazaran daha avantajlı ve bereketli bir yol olarak gözüküyor. Üniversite öğrencileri ise sadece okuldaki yemek ücretlerini karşılayabilmek için çalışmak durumunda kalıyor.
Okullardan velilere sefertaslarının içerisindeki yemeklerin birbirine benzer olması açısından uyarılar geliyormuş. Çocuk bunlar çünkü birbirlerinden gördükleri yemeklerden canları çekiyor diye. Bu noktaya geldik artık.
Pek tabi sağlıklı olduğu gerçeğini de görmezden gelmemek gerek. Ancak insanları buna yönlendiren yegane sebebin de yoksulluk olduğu aşikar.
İşte bu sefer tası dönemi günden güne fakirleştiğimizin bir sembolü. Artık insanlar için dışarıda bir yemek yemek lüks, çocuklar için kantinde satılan bir tost bile pahalı. İnsanlar artık en temel ihtiyaçları olan gıda ürünlerine artık ulaşamaz duruma gelmiş. Peynir, zeytin, yumurta, süt her geçen gün artan fiyatıyla birlikte sofralarımızdan birer birer ayrılıyor.
Durum, vaziyet buyken bakalım satışları patlayan sefer tasları yaralarımıza bir nebze olsun merhem olmayı başarabilecek mi? Yoksa her şeye her gün zam gele gele o sefer tasları da günden güne boş mu kalacak? İşte eğer o duruma gelecek olursak vay halimize…
Haftaya görüşmek dileğiyle. Sağlıcakla kalın.
Yorum yazarak Bolu Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Bolu Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(2)Dursun YILMAZ - Avukat mısınız? Bakalım !
Türkiye'nin Dikkatine;
07/12/1983 ile 01/11/2004 yılları arasında kamu daimî işçi statüsünde Bolu İl Emniyet Müdürlüğü, Lojistik Şubesi, 2.Kademe Amirliğinde Endüstri Meslek Lisesi Motor Bölümü Mezunu Diplomayla ve Oto Motor Ustası Unvanıyla göreve başladım. Diploma ve Unvanıma göre en yüksek saat ücreti alan işçi idim. EGM 07/12/1983 tarihinde işçilere diploma derecesine ve Unvanına göre saat ücreti vereceğine dair ferdi sözleşme imzalattırmıştı. EGM bu sözünü 5 sene tutabildi. Önce asgari ücret uygulamasını bahane ederek Oto Motor Ustası hariç Endüstri Meslek Lisesi Mezunu, Düz Lise Mezunu, Ortaokul Mezunu işçilerin saat ücretlerini ilkokul ve unvansız işçi ücretiyle eşitledi. Daha sonra 01/08/1990 yılında yapılan Toplu iş sözleşmesi ile EGM tüm işçileri ilkokul mezunu işçi ücretiyle çalıştırmaya başladı. Özet olarak EGM Oto Motor Ustası Unvanının hak ettiği saat ücretini 14 yıl 3 ay ödemedi. Yani EGM Oto Motor Ustası Unvanlı işçiye ve tüm diplomalı ve unvanlı işçilere köle, ayrımcılık, ikinci sınıf vatandaş, robot, aptal ve insanlık dışı muamele yapmıştır.
Yukarıdaki bahse konu TBMM, CİMER, SGK, TİHEK, EGM, Adalet Bakanlığı Bolu Cumhuriyet Başsavcısı, Kamu Denetçiliği Kurumu, Türk Metal Sendikası , AKİM ve CHP tarafından çözüm bulunamadı. Kısaca T.C. Devleti işçilere yapılmakta olan köle, ayrımcılık, ikinci sınıf vatandaş, robot, aptal ve insanlık dışı muameleyi ortadan kaldırmak istemiyor. Bütün bunları idari yoldan resmi belgelerle ispatladım.
Sonuç olarak Türkiye'de işçilere T.C. Devleti tarafından bilinçli olarak yapılan köle, ayrımcılık, ikinci sınıf vatandaş, robot, aptal ve hayvan muamelesinin ortadan kalkması bunun içinde yasal Düzenleme yapılması gerekir diye iç hukuk yollarına başvuracağım. Daha sonra da AİHM sine başvuracağım.
Dünya da ve Türkiye de İşçi emeklisi Dursun YILMAZ' a yasa ve kanunları kullanarak köle, ayrımcılık, ikinci sınıf vatandaş, robot, aptal ve hayvan muamelesi yapmaya hiçbir Devletin hakkı yoktur.
Vatandaş - PEKİ SEN DE EVDEN SEFER TASI GETİRİYORMUSUN TUZU KURU HANIMEFENDİ.
Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.