Toplumsal barışın en önemli mimarları şüphesiz din adamlarıdır. Din milli birliğimizin teminatı ve çimentosudur. Bunun en güzel örneği tarihimizdir. Ancak yakın tarihimizde görüldüğü gibi bir kısım din adamlarının aldatılıp kullanılması sonucu milli birliğimize ve beraberliğimize hatta istiklalimize karşı kullanıldıkları da görülmüştür. Cumhuriyetimizin en önemli kurumu olan Diyanet İşleri Başkanlığının kuruluş amacı, mukaddes dinimizin bu birleştirici ve bütünleştirici ve milli birliği tesis eden gücünü kullanarak, milletimizi kardeşlik hukukunun egemen olduğu güçlü bir toplum haline getirmektir.
Son yıllarda Diyanet İşleri Başkanlığının tutumundan kaynaklandığına inandığım bir kısım yanlışlıklar dalga dalga yurt sathına yayılarak toplumsal parçalanmaların oluşmasına sebep olmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığının öncülük ettiği ATATÜRK ve cumhuriyet karşıtlığı gizlenemez bir hal almıştır. Diyanetin bu tutumu şüphesiz pusuda bekleyen bir takım kötü niyetlilerin başını delikten çıkarmalarına ve seslerini yükseltmelerine zemin hazırlamıştır. Diyanetin takip ettiği politikaların arkasına sığınan ve Diyanetin sessizliğinden cesaretlenen bu mihraklar son zamanlarda camilerimizi ve onun kürsülerini kin ve nefret tohumlarını saçmak için kullandıkları teessüfle görülmektedir.
Geçtiğimiz hafta içinde komşu ilimiz Zonguldak’ta bir vaiz camide konuşurken konuyu Dünya ve Avrupa şampiyonu olarak milletimizi gururlandıran kadın voleybol milli takımımıza getirmiş, bu kızlarımıza “Baldırı çıplak kızlar” diyerek toplumun hedefine oturtmuştur. Yine aynı konuşmasında vaiz, bu kızlarımızı yeni neslin DEİST olmasının sebebi olarak göstermiştir. Cami cemaatinin tepkisine ve tartışmasına sebep olan bu konuşma bir kısım cemaatin camiden ayrılmasını da beraberinde getirmiştir. Duruma Zonguldak müftüsü müdahale etmiş “ Konuşmacı sınırları aşmıştır” diyerek idarenin görüşünü dile getirmiştir. Daha sonraki günlerde benzer konuşmalar ülke geneline yayılmış her gün gazete sayfalarına yansıyan çirkin haberlerle toplum karşı karşıya getirilmiştir.
Meselenin hukuki boyutunu elbette toplum olarak takip edeceğiz. Ancak konunun bu yönü şimdilik gündemimizin dışında kalacaktır. Bizim için bundan daha önemli olan konuşmanın ikinci bölümüdür ve ilgililerin hemen eğilmesi gerekmektedir. Vaizin konuşmasında kadın voleybol milli takımımızdaki kızların “gençlerin DEİS olmasına sebep oluyor” diyerek cehaletini ortaya koyarken, dinimizce günah-ı kebir (Büyük Günah) olarak tanımlanan iftirayı fütursuzca yapabiliyor.
Dünyada gençleri pençesine alan DEİZM diye bir akım var. Bu akıma kapılmış ülkemizde de çok sayıda gencin bulunduğu maalesef ilgililerce ifade edilmektedir. DEİZM “Tanrıya inanan ancak hiçbir dini kabul etmeyen” görüştür.”DEİZM’de herşeyi başlatan, kainatı bir saat gibi kuran bir Allah’ın mevcudiyetine inanılır” Bu inancın kökleri “Bir tasarımcının olduğu zaten gözler önündedir. Aklımla bunu görüyorum. Bu yüzden Allah’a iman etmem gerekmemektedir.” diyen Fransız filozofu Voltair’e dayanmaktadır. Daha sonraki zamanlarda bu görüşün güçlenerek yaygınlık kazanması Tek Tanrılı semavi dinlerin (Musevilik, Hıristiyanlık, Müslümanlık) din adamlarının din adına yaptıkları yanlışlar ya da zulümler yüzünden, tepki olarak güçlendiği tespit edilmiştir. Bugün toplumumuzda bunun örneklerini görüyoruz. DEİZM’e taraf olanlar kutsal kitapları reddederler. Bu kitapların insanlar tarafından yazıldığını savunurlar. Ayrıca ahiret hayatını ve bu hayat için söylenen cennet ve cehennem kavramlarına da inanmazlar. Bunlara göre insan düşünceleri özgür olmalıdır. Dolayısıyla iyilik ve ahlâk kavramı için bir dine ihtiyaç duyulmaz. Böylece bütün dinleri ve din adamlarını reddederler. Çok az bir kısmının ölümden sonraki hayata ve REENKARNASYON inancına inandıkları görülmüştür.
Bir müşahedemi okuyucularımla paylaşmak istiyorum. Mevcut iktidar aralıksız 21 yıldır işbaşındadır ve her vesile ile inançlı olduklarını söyleyen bir iktidardır. İslâm’ın önünü açtıklarını, İslâm inanç ve ibadetlerine karşı yasakları kaldırdıklarını gururla ifade ederler. Buna toplum da şahittir. 21 sene önce Cuma günleri Cuma namazını kılmak için camiye erken gidilmediğinde camilerde yer bulunmaz, cemaat cadde ve sokaklara taşardı. Bilhassa gençler büyük heyecanla bu toplu ibadetlere katılırlar ve huşu ile ibadetlerini yerine getirirlerdi. Namazı kılmanın ve Ulu bir yaratıcının huzurunda bulunmanın mutluluğunu yüzlerinden okuyabilirdin. Hükümetimiz 21 yıldır Diyanet İşleri Başkanlığına 250 bin personel atadı. Din görevlilerinin maaş ve ücretlerini artırdı. İmam Hatip Liselerinin sayılarını artırdı. Diğer okullara dini telkin yapacak kadroları artırdı. Yaz Kur’an Kursları ve diğer Kur’an kursların önünü açtı. Bugün camilerimizde 21 yıl öncesiyle mukayese edildiğinde hem cemaat sayısı itibariyle, hem de gençlerin sayısı bakımından büyük bir eksilmeyi görüyorum. Namaz saatlerinden dakikalar önce camiye girdiğimde vaizleri konuşurken görüyorum. Üzülerek ifade edeyim ki dinleyenlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Onların da hepsi benim gibi seksenini geçmiş bir ayağı çukurda kişiler. Cuma günlerinde bile camilerimiz dolmamaktadır. Mübarek gün ve gecelerimize itibarın azaldığı da gözden kaçmamaktadır. Gözlemlerim odur ki gençlik camiden uzaklaşmıştır. Hatta din adamlarını ve dinin ahlâk ve kurallarını yaşamayanları kastederek ”onlar Müslümansa ben değilim” diyenlere bile rastladım. Bunlar DEİZM’in kucağına düşmüş gençlerimizdir. Bu gençlerimizi DEİZM’in kucağına iten sebep Voleybol Milli Takımımızın kızları değil, görevini layıkıyla yapmayan Din Görevlileri ve güzel dinimizin ahlâki değerlerini yaşamayan Müslümanlardır. Milletler arası maçlarda kazandıkları zaferlerle milletimize milli heyecan yaşatan, yurt içi ve yurt dışındaki bütün insanlarımıza bayrak sallayıp Türklük şuuruna ulaştıran bu kızlarımızı kâfir ilan edip DEİZM’in kaynağı ilan etmek gafletin, dalaletin çok ötesinde bir anlam taşımaktadır.
Kalın sağlıcakla.
Yorum yazarak Bolu Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Bolu Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(2)Oğuz Uçar - Hasan hocam ellerinize yüreginize sağlık. Yine bilgeliğinizi konuşturmuşsunuz.
Remzi Hoca - GÜZEL TESPİT.. NE İMİŞ BİNA DİKEREK ÜNİVERSİTE OLMAYACAĞI GİBİ GÖSTERİŞLİ CAMİLER YAPARAK HER CAMİYE İKİ ÜÇ TANE İMAM ATAYARAK HER İLE İLAHİYAT FAKÜLTESİ AÇARAK TOPLUM DİNDAR VE AHLAKLI OLMUYORMUŞ..... DÜŞÜNELİM BİZ NEREDE HATA YAPTIK.......
Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.