
Serkan Erkan
Sanal Alemden Dipnotlar-13
05.07.2004
ÇOCUKÇA BİR HİKAYE
Sorarsanız, en zor olan nedir, diye,
Çocuk şiiri yazmaktır, derim.
Bunun için, ya çok iyi bir çocukluk
Yaşamak,
Ya da çocuk gibi olmak gerekir.
Bir tuhaftır, çocukların dünyası,
'Büyümüş de küçülmüş' derler ya.
Umutluyum, ben de büyüyüp çocuk olduğumda,
Deneyeceğim, çocuk şiiri yazmayı.
* * *
Hep oyun oynanır çocukken,
Büyükler özenir oynayan çocuklara.
Onun için kızarak,
Bozarlar oyunlarını.
Aslında bu kızgınlıkları,
Kıskançlıktandır.
* * *
Haydi bir deneyelim birlikte,
Çocuk şiiri yazmayı.
Oyun oynamak gerekir bunun için,
Dedik ya, çocuk olmak gerekir, diye.
Eskiden oyalanacak şey yoktu,
Hep oyun oynanırdı, kız-erkek,
Akran komşu çocuklarıyla.
Diyelim bir erkek çocuğu, on yaşında,
Cin gibi. Komşu kızıyla birlikte
Bahçede;
'Oyun oynayalım mı?' diyor çocuk,
'Adı ne?' diyor beriki,
'Gönlüm sende' diyor oğlan.
* * *
O yaşlarda, hep gönüller,
Bir taraflara kaymaya başlar.
Ben, on iki yaşındaydım,
İlk kez aşık olduğumda,
Bilmem utanmam mı gerekiyor
Bundan.
Boynuz kulağı geçermiş derler,
Saçı iki yandan kurdelalı,
Minicik sarı saçlı bir kıza,
Yan bakarken oğlum,
Henüz yedi yaşındaydı.
'Hayatımda ilk kez aşık oldum’
Demişti,
Hayatı ne kadardı ki!
* * *
Dönelim oyunumuza. Oğlan der ki;
'Sen bana ellerini ver, ben sana gönlümü vereyim.’
Kız düşünür, ellerini vermesi kolay.
Her ne kadar bilmiyorsa da ne Olduğunu,
Gönül daha kıymetli olmalı,
--Annesine sorardı akşam olunca.--
Kesin kazanırdı oyunu.
'Tamam.' der kız, verir ellerini oğlana,
Oğlan erer muradına,
--O yaşta ne olsun ki!--
Sımsıkı tutarken kızın ellerini,
Kız hiçbir şey almaz ama,
O da vermiştir herhalde,
Diye düşünür, gönlünü.
Çocuklar aldatmaz çünkü,
--İstisnalar hariç--
Bence aldatmak büyüklere
Mahsustur.
Oğlan der ki; 'Ben sana kıyamam,
Vereyim sana ellerini geri,
Ama gönlüm sende.’
Böylece bırakıp kızın ellerini,
Kalkıp gider.
Kız kalakalır öylece,
Oyun bitmiştir ama,
Borçlu kalmıştır oğlana.
Çocuk bu ya,
Gönlü olmadan,
Üzülür mü acaba diye düşünür.
--Bunu da annesine sormalı.--
* * *
Meselenin şiir yönüne sonra
Bakalım.
Dedim ya çocuklar bir tuhaftır,
Her zaman bir adım öndedirler
Sizden,
Çocuk olmak, hiç kolay değildir.
Diyelim yirmi beş yaşındasınız,
Diyelim çocuk olmak istiyorsunuz,
Bir kız arkadaşınızla,
Bu oyunu oynayacaksınız.
İş düşünceden fiile geçtiğinde,
Bir nokta koyarız, biz de, tam
Buraya,
Rengini siz düşünün.....
* * *
Şimdi bakalım şiirimiz nasıl oldu;
GÖNLÜM SENDE
Ellerini ver bana,
Ben gönlümü vereyim.
Öyle seviyorum ki seni,
Kıyamam ellerine,
Al senin olsun.
Ama gönlüm sende.
Diyeceksiniz ki, bunun neresi çocuk
Şiiri,
Canım, siz de, hiçbir şeyi
Beğenmiyorsunuz.
Dedik ya çocuk şiiri yazmak zordur diye.
Büyüyüp çocuk olduğumda,
Tekrar deneyeceğim,
Çocuk şiiri yazmayı...
Haftanın fıkrası
İki tane çiftçi; biri Adanalı diğeri Kayserili, sohbet ediyorlarmış; bu arada haliyle zenginlikleriyle övünüyorlar.. Adanalı başlamış :
-"Bizim orda sabah güneş doğmadan biniyoruz arabaya, akşam oluyo biz hala çiftliğin öteki ucuna yetişemiyoz" demiş... Kayserili de bunun üzerine:
-Yav bizim de vardı öyle eski bi arabamız, ama geçenlerde satıp yeni modelini aldık...
* * *
Bir avcı, evine gelen misafirlerine eski bir ayı postunu göstererek der ki: "Bu ayıyı Bolu ormanlarında vurmuştum."
Misafirlerden biri, bu palavraya inanmayıp sorar: "Nasıl olur? Bu kutup ayısıdır. Bolu'da bulunmaz."
Avcı gülümseyerek cevap verir:
"Kardeşim ayı bu. Buranın kutup olmadığını, Bolu ormanları olduğunu nereden bilsin?"
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.