İsrail'in gönüllülerden oluşan yardım konvoyuna yaptığı korsan saldırısı karşısında sürdürülen bir dizi yaptırımların,
Gerek ülke genelinde, gerekse dünya kamuoyunda olumlu meyveler vermeye başladığını görüyoruz.
Bu gözlemleri yaparken, öncelerde yaşanan politik sürecin boyutlarını buraya taşımadan,
Siyasi bir şablon üzerinden bakmamaya özenle,
Yaşananları değerlendirmek öncelikli görevimiz olmalıdır.
Uluslararası sularda yapılan bu hain, kalleş saldırıya sadece gündem üzerinden bakarak değerlendirmek,Türkiye'nin yararına olacağı gibi,
İsrail'in bu korkak, ırkçı saldırısını daha fazla afişe etmeye yetecektir.
Var olan direnişlerini farklı görüş ve farklı örgütler içinde gerçekleştiriyor olsalar bile,Filistin'in bu onurlu mücadelesine saygı duymamak,destek vermemek asla mümkün değildir.
Bu direnişin; yardım gönüllülerinden oluşan konvoyun saldırıya uğraması ile çok farklı bir konuma, çok önemle üzerinde durulması ve işlenmesi gereken bir vakıalar zincirine bürüneceği kesindir.
Nitekim;
Aralarında Ortodosk Yahudiler, CodePink adlı kadın örgütü, adalet ve barış için Hristiyanlar ve YesMep gibi barış yanlısı örgüt üyelerinden oluşan büyük bir grubun,
İsrail saldırısını protesto etmek ve Türkiye'ye baş sağlığı dilemek üzere Washington Türkiye Büyük Elçiliğini ziyaret ettikleri haberlerini okuyoruz.
Bu saydıklarım, bir taraftan ülkelerinde iktidar olan İsrail yönetimine tepki verirken, bir taraftan Türkiye Halkından insani değerleri, vicdanları gereği özür dilemiş oluyorlar.
Bir önceki yazımda kastettiğim, gönüllülerin eylemi noktasında;
Barış kurşunlarıyla, insani duygu ve taşıdıkları vicdanlarıyla,
Tam onikiden vurmuştur.
Dediğim de işte tam budur.
İsrail yönetimi,bu gönüllü insani yardım amaçlı girişim karşısında, hem dışarıdan, hem içeriden, vatandaşları tarafından,
Başta Türkiye olmak üzere isabetle vurulmaya devam edecektir.
Kanada'nın Ontorio Eyaletinde Üniversity Of Waterloo'da Musevi kökenli Profesör Norman Finkelstein;
"Hem anne hem de baba tarafından ailemin her bir üyesi katledildi. Annemle babamın bana ve 2 kardeşime öğrettiği şudur;
İsrail'in Filistin'e karşı işlediği savaş suçlarına suskun kalmayacağım. Onların zulmünden ve işkencelerinden daha fenasını düşünemiyorum!
Yaptıkları bu kıyımı, bu vahşiliği, tüm suçlarını, kendi maruz kaldıkları zulümlerle haklı çıkarmaya çalışmalarından daha aşağılık bir şey düşünemiyorum.
Bundan böyle gözyaşlarıyla sindirilmeyi,caydırılmayı reddediyorum. Eğer sende gerçekten kalp olsaydı bugün Filistinliler için ağlayabilirdin"diyor.
Bu, İsrail'in kendi akil adamları tarafından dahi nasıl mahkum edildiğine dair en somut örneklerden sadece birisidir.
Türk motosikletçi Kenan Sofuoğlu, ABD'de koşulan Dünya Supersport Şampiyonası'nın 7. ayağında birinci olduğunda,
ABD'li gazetecilerin de bulunduğu basın toplantısında zaferinin 20 bin euroluk gelirini Filistin halkına armağan ediyor.
İsrailli tanınmış köşe yazarı Zvi Barel, Haaretz gazetesindeki köşe yazısında;
İsrail yeni bir Türkiye ile yüz yüze gelmişe benziyor. Bu Türkiye, Washington nezdindeki çıkarlarını sağlama almak için İsrail'e yakın durmaya çalışan bir Türkiye değil; politikasını Washington'a doğrudan dikte eden bir Türkiye.
Bu yeni Türkiye olgusunu Türklerin kendisi ne kadar fark edebilirlerse, önümüzdeki zorlu dönemi kazasız belâsız atlatabilmemiz o ölçüde mümkün olacaktır söylemiyle konuyu özetleyiveriyor.
Bunun yanı sıra;eski İsrail ordusu sözcüsü olan Shai, memnuniyetsizliğimizi gelecekte Türk büyükelçisinin sandalyesini bir beş santimetre daha alçaltarak gösterebiliriz." cümlesini cüretle telaffuz edebiliyor.
Bu gerçekler üzerinden baktığımız zaman,
İsrail'in ödemesi gereken faturanın bedelini ve faili meçhul olmayan bu katlin faillerinin cezalandırılmasını önce bir öngörelim.
Ondan sonra ne diyecek,ne söyleyeceksek,
Onu daha sonra dinleyelim.
07.06.2010
Yorum yazarak Bolu Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Bolu Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Gündem değil haberi geçen ajanstır.